PROF.DR.İBRAHİM SARAÇOĞLU EBEGÜMECİNİN FAYDALARINI AÇIKLIYOR

30 Nisan 2008 Çarşamba
Prof.Dr İbrahim Saraçoğlu ülkemiz bulunmaz bir bitki cenneti diyor.Ama ne yazıkki bizler bunun farkında değiliz. Elimizdeki servetin değerin bilmiyoruz
EBEGÜMECİDE BU BİTKİLERDEN SADECE BİRİSİ
Ülkemizde 8 ebegümeci türü yetişmektedir. Bunlardan en önemlisi, Büyük ebegümeci (M. sylvestris) türüdür. 20-30 cm. arasında boylanabilen bu türün yaprakları yuvarlağımsı biçimli, kenarları dişli, uzun saplı, tüylü, almaşık dizili, 3-7 parçalı ve palmiye gibi damarlıdır. Yaz boyu ve sonbahar başlarında açan pembe renkli, eflatuni çizgili çiçekleri, yaprakların koltuklarından çıkar. Meyveleri 10 parçaya bölünen, olgunlaştığında açılmayan kuru tohumlar halindedir. Bitki, döktüğü tohumlarıyla çoğalır.
Ebegümecinin yapraklan büyük oranda yapışkan bitki sıvısı; ayrıca glikoz, pektin, yağ esansları ile az miktarda tanen içerir. Yaprak ve sapları hafif kokulu ve yavan lezzetlidir. Bazı yerlerde sebze olarak yenilir.
Tibbi Etkileri ve Kullanımı Tıbbi yararları hatmi ya da gülhatmininkine çok benzeyen ebegümecinin, bu etkileri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Gastrit ve mide ülserlerinde iyileştiricidir.
• Üst solunum yollan nezlesi ile bronşitte göğsü yumuşatıcı; balgam söktürücü ve öksürüğü kesicidir.
Bu gibi durumlarda kullanılmak üzere, yaz boyunca ve sonbahar başlarında, bitki çiçekli olduğu sürece, yaprak ve çiçekleri toplanıp gölge ve havadar yerde kurutulur. 2 tatlı kaşığı kurumuş yaprak ve çiçek karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 10-15 dakika demlendirilip infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Ebegümeci ayrıca ciltteki çıban, yara ve küçük yanıklarda iyileştirici etki yapar.
Bunun için, bitkinin taze yaprak ve çiçekler ezilerek hazırlanan yara lapası, bir tülbentin içine konularak, şikâyet edilen yere kompre şeklinde uygulanır.

Faydaları :
*Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser.
*Mide ve bağırsakların muntazam çalışmasını sağlar.
*Kabızlığı giderir.
*Mide bulantısı ve kusmaları önler.
*Ateşi düşürüp, vücuda rahatlık verir.
*Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir.
*Nezle, bronşit, nefes darlığı tedavisinde kullanılır.
*Lapası çıbanların olgunlaşmasını sağlar.
*Burun kanamasını durdurur.
*Dişeti hastalıklarını tedavi eder.
*Mide ağrısını keser.
*Burun tıkanıklığını giderir.

UYARI:Hamile kalmak isteyenler yada hamile olanlar kesinlikle ebegümeci yememelidir

Kaynak:seda sayan
Devamını oku »

MISIRIN FAYDALARI

Prof.dr İbrahim Saraçoğlu bol bol mısır tüketin mısır çok faydalı diyor
*Mısır taneleri doymamış yağ asitleri, nişasta ve A vitamini açısından zengindir.
*Doymamış yağ, kandaki kolesterol düzeyinin kontrol edilmesine yardımcı olduğu için kalp ve damar sağlığına faydalıdır
*A vitamini ise gözler, kemikler, diş ve böbrekler için gerekli bir vitamindir.
*Sağlık sektöründe ise mısır nişastası, ilaç yapımı ve C vitamini üretiminde kullanılır.
*Cildi güzelleştirir ve sıkılaştırır.
*Ayırca mısır püskülüde çok faydalıdır idrar söktürücü,ve zayıflamayı kolaylaştırıcıdır
kaynak:seda sayan
Devamını oku »

HAMİLE KALMAYI DESTEKLEYİCİ KÜR

29 Nisan 2008 Salı
Annelik çok yüce çok güzel bir duygudur.Anne olunca anlarsın der genelde büyüklerimiz.Ama ne yazıkki bazı bayanların hamile kalmaları için bitakım tedavilere gerek duyuluyor işte bu tedavilere ek olarak
Hamilelik Kürü
*10 gr pelin
*5gr narçiceği
*5gr mazı
*2,5gr sağan tohumu
*2,5gr kilermeni toz haline getirilir balla macun yapılır. Her gün yutulur 2 leblebi büyüklüğünde yutulur
KAYNAK:nettenalıntıdır
Devamını oku »

DOÇ.DR ÖZGEN DOĞAN'DAN AKDENİZ DİYETİ

28 Nisan 2008 Pazartesi
Ünlü Türk kardiyoloğu Doç. Dr. Özgen Doğan kalp sağlığı ve düşük kolestrol için akdeniz diyetini öneriyor. Özgen Doğan'a göre kalp sağlığını korumak ve sağlıklı bir yaşam için zeytinyağı, balık, fındık, üzüm ve keten tohumu sofrada bulunmalı.

AKDENİZ-TÜRK MUTFAĞI
Et, balık, mayonez, yumurta, sucuk ve peynir yüksek proteinli gıdalardır. Yüksek protein ve düşük karbonhidrat karışımı ile kısa vadede çabuk kilo vermek olası. Atkins ancak başlangıç diyeti olabilir ama uzun dönemde kolesterolünüzü artırabilir. Bu diyeti birkaç ay uyguladıktan sonra egzersiz ve düşük kalorili başka bir diyete geçmekte fayda var.Kalp sağlığı açısından en yararlı diyet hangisi?


Akdeniz mutfağına dayalı Türk diyetini öneriyorum. Bu diyet taze sebze, meyve, sarımsak, zeytinyağı, fındık, çay, fıstık, pekmez ve balık ağırlıklı. Kısa dönemde (2-3 hafta) kilo kaybetmek için yüksek proteinli diyetler kullanılabilir. Ardından Akdeniz-Türk diyetine dönmekte yarar var. Uzakdoğu'nun soya sütü, sushi buna eklenebilir. Bu kötü kolesterolü (LDL), yüzde 10 düşürür. Yeşil veya normal çay sertleşmiş kalp damarlarından hormon salgılanmasını artırarak damarları genişletir. Özellikle somon balığı omega-3 yağ asidi ile kalbinizi korur. Kalorinin yüzde 60'ı rafine olmamış kepekli ekmekten gelebilir. Ben hastalarıma özellikle sarmısaklı zeytinyağına batırılmış kepekli ekmeği tavsiye ediyorum. Aslında yapılması gerekenler çok basit; kalori miktarını azaltmak, sebze meyve yemek, şeker ve doymuş yağdan uzak durmak, işlenmiş dondurulmuş yemeklerden kaçmak...
Kaynak:sabah.com
Devamını oku »

PROF.DR. ERKAN TOPUZ KANSERE KARŞI NELER YAPILACAĞINI AÇIKLIYOR

Prof.Dr Erkan Topuz kansere karşı ölümsüzlük mantarını anlatıyor
MANTARLARIN KRALI Mantarın şapkası ve sapından elde edilir.Mantarların kralı veya dans eden mantar olarak adlandırılır.Asya ,Avrupa ve Kuzey Amerika’da ılıman bölge ormanlarında yetişir.Günümüze kadar yapılan araştırmalarda,maitake mantarının özellikle T hücrelerini,makrofajları harekete geçirerek vücudun doğal bağışıklığını öne çıkarabilmektedir.
*Maitekenin fraksiyonları akciğer,kolon,karaciğer ,prostat,beyin tümörlerinde büyümeyi yavaşlatan bir potansiyel olarak görülüyor.
*Diabet,kolesterol,hipertansiyon,immun sistem uyarıcısı olarak ve kilo kaybına karşı kullanımı önerilmektedir.
*Kanserden korunmada,kanser tedavisinde destek olarak ve kanser kemoterapisinin yan etkilerini azaltmada kullanılabilir.internetten maitake mantarını search edin daha bir sürü yararı var.90lık kapsülünü yapmıslar eczanelerde satıyolar,ineternette arama motorlarında maitake diye arattıırıp diger ozelliklerie bakın
ÖLÜMSÜZLÜK MANTARI Japonya'da Japon Sağlık Bakanlığı'nın kanserin tek bitkisel ilacı olarak kabul ettiği "Tanrının Bitkisi" Çinde gençlik pınarının, uzun yaşamın kaynağı olarak kabul edilen "Ölümsüzlük Mantarı” Anti-aging, antioksidan, anti-allerjik, anti-hipertansif, anti-diyabetik özellikleri vardır. Bağışıklılık sistemi güçlendiricisidir. Karaciğer koruyucusu ve sinir toniği olarak kullanımları vardır. Linghzi kelimesi Çince'de manevi gücün bitkisi anlamına gelmekle birlikte ölümsüzlük mantarı olarak ün yapmıştır.Latince adı Ganoderma lucidum olan mantar Japonya'da Reishi olarak bilinir.İnsan sağlığına olan sayısız faydalarından ve bugüne kadar herhangi bir yan etkisi görülmediğinden, Doğu'da şifalı bitkiler arasında ün yapmıştır. Linghzi'yi bu kadar ünlü yapan uzun yaşamın sırrını vaat etmesi ve anti-kanser özelliğidir.Astımlı bireylerde öksürük ve diğer solunum şikayetlerinde, bronşitin önlenmesinde,kardiyovasküler tedavide, yüksek trigliserit ve kan basıncı tedavisinde, karaciğer hastalıklarının tedavisinde, alerjilerde, HIV tedavisinde, radyoterapi ve kemoterapinin yan etkisinin azaltılması ya da elimine edilmesinde faydalıdır.
Kullanım Önerisi : Günde 2 defa 1’er kapsül, yemeklerden sonra.eczanlerde satıyorlar‘
LENTİNAN İÇERİĞİ SAYESİNDE KANSER DÜŞMANI' Asyada ormanlarda büyüyen veya kültürde yetişebilen, yemekleri yapılabilen bir mantar türüdür.Mantar içinde bulunan lentinon sayesinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek kanser ve AİDS'in yayılımını interferon oluşturarak engellediğinden, kullanımı tavsiye edilir. Shiitakenin içerdiği lentininin kanser tedavisinde yan etkileri azalttığı ileri sürülür.Yüksek kolesterolde, bağışıklık sistem uyarıcısı olarak ve enfeksiyonlarda destek tedavidir. Kanserden korunmada, kanser tedavisinde ve kanser kemoterapisinin yan etkilerini azaltmada beslenme desteği olarak etkili olabilecek bir üründür.Yayımlanan makalelerde özellikle mide kanserinde,kolon kanserinde ve prostat kanserinde lentininin, sağkalım ve bağışıklığa önemli katkıları olduğu gösterilmiştir. Kullanım Önerisi: Günde 2 defa 1'er kapsül, yemeklerden sonra.Yeni Bir Bitkisel Keşif Daha ,boswellia Serrata Yani Akgünlük Ağaci.zayiflamak Için Süper Bir Doğal Yöntem Kesfettim.vücüttaki ödemi 3 Gün Icinde Sifira Indiriyor.sonrada Yaglari Yakiyor.sanirim Eczanelerde Bir Amerikadan Firmasi Tarafinda Ithal Edilmis.bitkinin Latince Adi "boswellia Serrata" Firmanin Adini
KAYNAK:netten
Devamını oku »

PROF.DR İBRAHİM SARAÇOĞLUN'DAN SİGARA İÇENLER ÖZEL FORMÜL

26 Nisan 2008 Cumartesi
İbrahim Saraçoğlundan Sigara içenlere özel formül
Malesef İnsaların çoğu sigara bağımlısı ve ne yazıkki , sigarayı bırakamıyorlar,En azından zararlarından kurtulabilmek için.
Prof.Dr İbrahi Saraçoğlunun özel formülü . Bu formül ile sigaranın vücudunuza verdiği tüm zararları elbette ortadan kaldırmak mümkün değil. Ancak önemli bir bölümünü en asgari düzeye indirebiliyorsunuz
Formülün temeli TERE OTU
Ayda 5 kez bunu yapacaksınız. 5 gün üst üste yaptıktan sonra diğer aya kadar bir daha tüketmeyeceksiniz. Yapmanız gereken şu; 5 gün boyunca her gün bir bağ tere otu yemek. Ancak salataya katmadan, saf olarak tüketeceksiniz. Öğlene kadar yarısını, öğleden sonra diğer yarısını yiyeceksiniz.Bu kürü uygularken idrara çıkıldığında yanma hissedilebilir. Bu zararlı bir şey değil. Bu ot aynı zamanda idrar yollarını da temizliyor. Formülü uygulamaya başladıktan sonra 2 veya 3. günde balgam çıkartmaya başlıyorsunuz. (Ayda 5 kez uygulanıp bırakılacak, unutmayın)
kaynak:netten
Devamını oku »

PROF DR İBRAHİM SARAÇOĞLUN'DAN DEREOTU MUCİZESİ

25 Nisan 2008 Cuma
Dereotu ;Tiroidin hızlı ya da az çalışması durumunda dereotu çok etkilidir.Zayıflamak ve zayıf kalmak istiyorsanız İbrahim Saraç oğlunun önerilerini uygulayın
3 ay boyunca bir yemek kaşığı dereotu sabah, öğle ve akşam öğünlerinden 15 dakika önce tüketilecek. Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90’dır.

Dereotu zayıflama mucizesi: Sofraya oturmadan 15 dakika önce bir yemek kaşığı dereotu yerseniz sofradan daha erken kalkarsınız. 10 dakika sonra tokluk hissi artacaktır. Daha az yemek yersiniz. Diyet yapanların özellikle yemesi gerekir. Açlık duygusuna fren yaptıran dereotudur. Hatta yemek arasında da yiyebilirsiniz. İştahınızın yavaş yavaş kalktığını görürsünüz. Göreceksiniz ki iştahınız daha erken kapanacak ve doygunluk duygunuz daha erken gelecektir.

Kaynak:netten
Devamını oku »

İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN MENEPOZA İYİ GELEN ASLANPENÇESİ KÜRÜ

23 Nisan 2008 Çarşamba
Prof.Dr. İbrahim Saraçoğlunun Menapoz Dönemindeki Hanımlara tavsiyesi
Menapoz döneminin sıkıntılarını azaltacak onları rahatlatacak
ASLANPENÇESİ KÜRÜ
bir bardak suyun içine bir tutam aslanpençesi atıyoruz
7-8 dak. kısık ateşte kaynatıyoruz ve süzüyoruz.
bu suyu hergün taze olarak hazırlayıp hergün tüketilirse çok faydasını görürsünüz.
Kaynak
:nettenalıntı
Devamını oku »

PROF DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN GÜZELLİK MASKESİ

Prof.dr İbrahim Saraçoğlundan Güzellik için mükemmel bir maske tarifi.Maskeyi uyguladığınız andan itibaren yüzünüzdeki değişikliği hemen farkedebilirsiniz. sivilce ve siyah noktalara bire bir, taptaze,pırıl pırıl ve pürüzsüz bir cilt için hemen uygulayın gerekli malzemeler:
*1 adet taze kırmızı sert sulu tatlı elma
*4 adet taze kayısı
yapılışı:elmanın kabuğunu çok ince bir tabaka halinde soyun .çekirdeğini çıkarın, fakat çekirdeğin etrafındaki ince beyaz yumuşak kısmı çıkarmayın bir tencerenin içinde soyulmuş elma ile çekirdeklerini çıkardığınız kayısıları( kayısılar kabuklu olacak) ve 5-6 kaşık suyu kısık ateşte 6-7 dakika ağır ağır kaynatın. daha sonra blenderden geçirip ılınınca yüz ve dekolte bölümlerine sürün.Yarım saat sonra normal su ile yıkayın.
bu kürü uyguladıktan ilk 10 dakika içinde gözle görülür olumlu değişimi sizde hemen fark edeceksiniz.

kaynak :seda sayan
Devamını oku »

PROF.DR.ERKAN TOPUZ'DAN KANSERDEN KORUNMANIN ÖNERİLERİ

22 Nisan 2008 Salı
PROF.DR.ERKAN TOPUZ'DAN ÇARPICI BİLGİLER VE UYARILAR
ŞEKER KANSERIN EN SEVDİĞİ GIDADIR Dunya kansere canak tutuyor. Yani hepimizin kanser olmasi icin dunya ugrasiyor. Amerika dahil.
-Amerika'da kolaya, japon yemeklerine bile şeker koyuyorlar. çünkü şeker şişmanlatıyor, doyurucu oluyor. Bu da obeziteye sebep oluyor. Obezite demek kanser demek. şeker demek, kanserin en sevdigi gida demek. Yani Amerika'li vatandasini korumuyor. Rahatina bakiyor. Millete ucuz beslenmeyi ve fastfoodu dayatiyor. Onun icin birinci sebep korunmak.
-Beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan kaçınmak gerek. Tuzu kaya tuzu olarak çok az miktarda tercih etmeliyiz.
-Hiç bir ürünü devamlı olarak kullanmayınız. Mesela sulari 3 ayda bir değiştiriniz. Ne olursa olsun hepsinde ufak bir karışım vardir. Kronik olarak aldığınız bir şey uzun sürede kanser yapar. Kaynatmakla alakası yok. Daglardan tepelerden gelirken bu bitkisel ilaçların içine karışması olayı doğrudan doğruya farklı bir konuma getiriyor.
-Esmer ekmeğin kabuğunu yeyin. Kabuğunda kanserden koruyan bir madde bulunur.
-Kuşkonmaz, fesleğen çok büyük şifadir. Feslegeni salatalariniza atın, büyük miktarda C vitamini vardir.
-Rezeneyi bol bol tüketin. Rezeneyle beraber, taze zencefil, nane ve bir elmayı birleştirip kati meyva sıkacağından çıkarıp yemeklerden önce bir iki çorba kaşığı içerseniz sizi miğde kanseri, ulser ve gastritten korur.
-Kemoterapi ve radyoterapi görenler, kaynar suyun içine bir kahve kaşığı kuru zencefil, papatya ve bir dilim limon koyup gunde 3 kupa tüketebilir. Bu karışım, ağız yarasına mani oluyor, radyoterapinin meydana getirdigi bazi yanmalara mani oluyor, kemoterapinin meydana getirdigi bulantiyi azaltir.
-Cemenin, tümör hücrelerini kücülttüğü görülmüştür. Aynı zamanda domates salçası, sarımsak, arnavut biberi (aci seviliyorsa) ve mesela tarhun gibi mucizevi bitkiler çektirilip bir dilim her gün ekmeğin üzerine sürerse kanserden kendisini korumuş olur bir ölçüde.
-Kansere yakalanmadan evvel süt içmekte hiç bir mahsur yok. Ama kansere yakalandığında insanlar aşırı miktarda sütlü gıdalar almamalı.
-Ailesinde meme kanseri olmasa bile 7-8 kadindan biri zaten bu hastaliga yakalaniyor. Meme kanserinden korunmak icin ve herhangi bir sekilde memede fibrokist ya da baska kist varsa keten tohumunu eksik etmeyecek, soya yagi, E vitamini, selenyumunu alacak (doktora danisarak almali) Ailede meme kanseri varsa kesinlikle hormonal ilac almayacak.
-Kolon kanserleri: Kabızlık kesinlikle çekmemeli. Bu tür hastalar havuc, ananastan büyük fayda görürler. Bu kisilere dogrudan meyva suyunu tavsiye etmiyorum. Direk meyvayi posali tuketmeliler. Kırmızı etten kaçmalı, tuzlu ve bekletilmiş etler, sucuk, salam, sosis gibi yiyeceklerden ve fastfooddan kaçmalı.
-Normal pamuk kanserojendir. Ama dogal pamukta arpa bugday, fasulye, soya, mercimekleri cillendirsinler ve salatalarina katsinlar. Bu filizler kanserden korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
-Biberiye meme ve diğer kanser türlerinde çok büyük şifadır, depresyona da iyi gelir.Balkonunuza ekin, yasini salatalariniza atin, kurusunun da cayini yapin. Arnavut biberi cok sifalidir. Karahindiba, kuzukulagi, tere gibi bir cok faydali bitkiyi balkonlarda yetistirebilirsiniz .-Keten tohumu tane olarak alip, kucuk bir kahve veya karabiber ögütücüsünde ögütüp her gün bir çorba kaşığı alınmalı. Ama her iki üc günde bir tazeleyin. çok sifali. meme ve kolon prostat kanserinde ozellikle. Icinde onemli yaglar var. Ancak soya yagi ile keten tohumu meme kanserine yakalananlarda
YASAK.-Zeytin başlı başına bir şifadir. Ama dikkat edin benzin veye yağ üreten fabrikalardan teneke aliyor ve içlerinde zeytinyaği yapıyorlar. Bu çok tehlikeli ve kanserojen. Belli bir markayi ya da bildiğiniz yerden alınız. Bunlara bir de boya katiyorlar.
-Rahim ağzı kanserinden korunmanın başında havuc gelir. Kırmızı olan yiyecekler çok önemlidir. kırmızı olan herşeyin rahim kanserinde çok büyük bir etkisi vardir.
Dulavratotu, civanperçemi çayı miyom olusmasini yavaşlatir. Her kadın yılda bir kez simir testi yaptırmalı.
-Sakın sıcak ya da kaynar suyla ya da meyva susuyla veya susuz bir şekilde hap yutmaya kalkışmayın. Mutlaka suyla için. Çünkü bunlar yemek borusuna takılı kalıyor, bir süre sonra ulser meydana getiriyor. Kronik ulser de zamanla kanser meydana getiriyor. Bu basit bir uyari ama binlerce insanın hayatını kurtarır.
-Zerdacal, Tanrı'nın bir mucizesidir. Günde 2-3 çorba kaşığı alabilmeliler. Bir tavuk çorbası yapıp içine koyup ailecek yesinler mesela. Bunu bir baharat olarak kabul etsinler
-Elma ve soğan da çok önemlidir. Mutlaka yenilmesi lazım.
kaynak:seda sayan
Devamını oku »

YOSUN YAĞININ FAYDALARI

19 Nisan 2008 Cumartesi
Yosun Yağı
Çiçeksiz bitkilerin; suların yüzünde veya diplerinde bulunan bir türüdür.
İçindekiler :Yüksek mineral içerik metabolik aktiviteyi ve kan dolaşımını uyarır, besinlerin hücreler tarafından emilimini hızlandırır, toksik ve artık maddelerin atılmasında yardımcıdır.

Faydaları : Selüite karşı yardımcı. Laminaria yosunu ve özel bir ekstre, problemli bölgedeki yağ oluşumunu engeller ve cildi sıkılaştırır. Metabolizmanın işleyişini hızlandırıyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddeleri içeren su yosunu, metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca, B vitamini, kalsiyum ve çinko içeren yosun; deriye, tırnaklara ve saça karşı etkili.
Kullanım Şekli : Haricen; cilde masaj uygulanır.
kaynak:netten
Devamını oku »

SUNA DUMANKAYA'DAN SELİLÜT YOK EDEN ÇAYI

Yaz aylarında selülitsiz görünmek istiyorsanız Suna Dumankayanın selülite iyi gelen çayını denemelisiniz
Selülit Çayı:
Papatya,Rezene,Anason,Sinameki,Biberiye,Funda YaprağıKuşburnu
Bu malzemelerden eşit miktarda karıştırıp bir kavanoza koyun. Her sabah, tok karnına bu karışımdan bir tutam alarak yarım litre suda 15 dakika kaynatıyoruz. Daha sonra süzerek içiyorsunuz ..
Faydaları: bu çay hergün düzenli olarak içildiğinde, iki hafta içerisinde selülitlerde gözle görülür bir azalma sağlar. Çayla birlikte bir adet ananas yenildiğinde, ananasın yağ yakıcı özelliğinden dolayı selilütlerdeki iyileşme hızlanır.
Çayın içidindeki malzemelerin diğer yararları:
Papatya: yumuşatıcıdır.
Rezene: ağrıyı keser, sancıya iyi gelir.
Anason: mide gazını alır.
Sinameki: bağırsakları çalıştırır.
Biberiye: vücuttaki yağı yakar.
Funda Yaprağı: vücuttaki suyu atar.
Kuşburnu: kanı sulandırır.
Kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

AYNISAFA BİTKİSİNİN FAYDALARI

Aynısafa bitkisinin faydaları : İltihap giderici, antibakteriyel, sıkıştırıcı,büzüştürücü, yara iyileştirici, mantar hastalığını iyileştirici, safra salgılarını artırıcı, kramp çözücü, lenf sistemini temizleyici, adet kanamalarını artırıcı. Kullanım Biçimleri :Çay hazırlamak: Yarım tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3 bardak çay yeterlidir. Dıştan kullanım için hazırlanan çay için iki misli bitki kullanılmalıdır.
Merhemi: İki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki (sap, yaprak, çiçek) hazırlanır. 500 gr içyağı veya margarin, kızartma yapılacakmış gibi kızdırılır ve içine bitkiler dökülür. Çıtırdaması beklenir, karıştırılır ve ateşten çekilir. Üstü kapatılarak, serin bir yerde gece boyunca bekletilir. Ertesi gün hafifçe ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve merhem kaplarına aktarılır. Serin bir ortamda saklanmalıdır. uzun süre dayanmaz.
Özsu çıkarma: Yaprak, sap ve çiçekler iyice yıkanır, ince doğranır ve henüz nemliyken, mutfak robotunda suyu sıkılır.
Kompres: Kompres yapılacak bölgeye önceden yağlı bir krem sürülür, uygun büyüklükte bir pamuk veya bez parçası inceltilmiş tentür ile ıslatılır, sıvının fazlası sıkılır ve nemli pamuk veya bez hasta bölgeye konur ve yayılır, üstü bir naylon parçası ile örtülür ve hepsi büyük bir bez veya sargı bezi ile sarılır. Kompres süresi 2-4 saat olabilir, ama gece boyunca da sürebilir. Önemli olan kişinin kendisini rahat hissetmesidir.
TÜMÖRE KARŞI AYNISAFA MERHEMİ:
Eğer kısa süre önce bir ameliyat yapılmışsa, bu büyük yara izinin üstüne aynısafa merhemi sürülür. Merhem, yaranın gerginliğini azaltır ve en iyi biçimde kaynamasını sağlar. Derinin düzgünleştirilmesi için de, merhemin yapımından artan bitki posası, 4-5 kere yeniden ısıtılarak, ameliyat yarasının üstüne kompres olarak uygulanır.

* Merhemin hazırlanışı: Bir tavada veya tencerede 250 gr saf domuz yağı (kaz yağı veya tereyağı) iyice kızdırılır. Bu kızgın yağın içine 2 avuç ince kıyılmış taze aynısafa bitkisi (yaprak, çiçek, sap) eklenir. Köpüklenme başladıktan sonra kısa bir süre karıştırılır ve ocaktan indirilerek serin bir yerde ertesi güne kadar bekletilir. Ertesi gün, yağ iyice akışkan hale gelene kadar ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve kapaklı merhem kaplarına aktarılır. * Not: Süzme sırasında posalar sıkılacak olursa, bitkinin özsuyu yağın dibine çöker ve küf oluşturur. Bu tür merhemlerin, buzdolabında muhafaza edilmesi gerekir.
EGZEMA (SEDEF ) HASTALIĞI İÇİN :Biraz kınanın içerisine aynısafa yağı katıp macun kıvamında bir karışım elde ediyoruz. bu karışım egzemaya sürüldüğü zaman birkaç gün içinde gözle görülür bir etki olacaktır
kaynak:netten
Devamını oku »

ENGİNARIN FAYDALARI

14 Nisan 2008 Pazartesi
KARAÇİĞER DOSTU ENGİNAR
Vücudun en büyük ve en önemli organı olan karaciğer, vücuttaki protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler, ilaçlar ve birtakım elementlerin vücutta işlem görebilmesini sağlıyor.
Enginar, antioksidan özellikleri nedeniyle karaciğer hastalıklarında tedavilere ek olarak verilen besinlerin başında geliyor.Özellikle karaciğer hastalarının bol bol tüketmesi önerilen enginar; 'Cynarine' adlı madde sayesinde en sert yiyeceklerin dahi sindiriminin kolaylaşmasını sağlıyor. Enginar, karaciğer hastalarının yanı sıra romatizma, arterit ve gut hastalığına yakalananlarla, hamilelere de tavsiye ediliyor.
ENGİNARIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
Karaciğer ve böbrek yetersizliğinde,
Bunların sancılarında,
Sarılık ve gut hastalıklarında,
Aşırı şişmanlıkta,
Kurdeşende,
Romatizmada ve egzamada oldukça faydalıdır.
Kan dolaşımını düzeltir.
Kollestrolün neden olduğu damar sertleşmelerinde,
Kalp sancıları,
Enfarktüs,
Beyin kanamaları gibi rahatsızlıkların önleyicisidir
Kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

HASAN KOCABAŞ VE ŞİFALI TAŞLAR

Hasan Kocabaş taşların hangi hastalıklara iyi geldiğini açıklıyor
Azurit Taşı: Duygularınızı rahatlıkla ifade etmenize yardım eder. Yorulan gözlere çok iyi gelir. Kişiyi konuşkan yapar ve merkezde tutar.


Fluorit Taşı: Düşünceleri netleştirir, zihni dinlendirir. Rahtsızlık veren mantıksız düşüncelere iyi gelir. Projelerin gerçekleştirilmesi için destek verir.
Turkuaz Taşı: Barışın ve ahengin taşıdır. Taşıyan kişilerin şifa yeteneklerini arttırır. Bağışıklık sistemine iyi gelir. İletişimleri kolaylaştırıcı etkisi vardır. Etkili konuşmaya ve şarkı söylemeye yardım eder.

Malakit Taşı: Kişiye güçlü olduğu duygusu verir. Fiziksel acılardan kurtulmak için kullanılır. Neşe ve canlılık veren etkisi vardır.
Sitrin Taşı:Tedavi edici enerjinin meydana çıkmasını sağlıyor.Kendine güveni güçlendiriyor.Böbrek, kolon, ciğerler, mide, bağırsak, dalak, hazım organları, sindirim ve kalp için yararlı olduğu ifade ediliyor.Enerji vermek ve canlandırmak için kullanılıyor.Diyabete karşı etkili olmasıyla tanınıyor.
Lapis Lazuri:Zihinsel açıklık ve berraklık veren bir taş olarak biliniyor.Ha
fızayı güçlendiren ve kişiye güven veren etkisi olduğu söyleniyor.İletişim yeteneğini güçlendirmede ve sosyal fobik durumlarda etkili.İskeleti kuvvetlendiriyor, tiroid bezlerini hareket geçiriyor ve tansiyonu dengeliyor.Göktaşı olarak bilinen bu taş, depresyon ve başa çıkılamayan üzüntüler için kullanılıyor.
Kırmızı Lal: Boğaz bölgesine yakın taşınması öneriliyor.Uygulayanlara göre, bağışıklık sistemini ve ileri yaşlarda cinsel fonksiyonları güçlendiriyor ve yaşam enerjisi veriyor.İnsana zindelik veren ve enerji gücümüzü etkileyen bir taş.Kadınlardaki regl düzensizliklerine ve sorunlarına iyi geliyor.Kanı temizleyip kan dolaşımını hızlandırıyor.biliniyor.Adalet, cesaret ve mütevazılık verdiğine inanılıyor.
Yeşim Taşı: Bolluğun sembolu olan yeşim taşının, safra kesesi ve böbrek rahatsızlıklarına iyi geldiği söyleniyor.Korku ve endişe duygularına iyi geldiği söyleniyor.Toksin maddelerinin vücuttan atılmasını sağlıyor.Denge ve şifa verici etkileri
Aquamarine Taşı:
Sinirleri yatıştırıyor ve kişiye içsel rahatlık veriyor.Neşe, huzur ve aşk duyguları
veriyor.Akciğerlere ve solunum yollarına çok iyi geldiği biliniyor.İlham veren ve hafızayı güçlendiren etkileri de olduğu söyleniyor.
Sodalit Taşı: İçeriğinde soda ve kalsiyum var.Hücre, damarlar ve organizmayı etkiliyor.Hormonların düzenlediği, lenf aktivasyonu ile bağışıklık sistemini güçlendirdiği belirtiliyor.Kan basıncını düşürdüğü, kalbi ve zihinsel aktiviteleri desteklediği söyleniyor.Sezgileri artırıcı ve ilham verici etkisi var.Nazardan, negatif düşüncelerden koruduğuna inanılıyor.Sakinleştirici etkili bir taş ve baş ağrılarına iyi geliyor.

Kaplan Gözü Taşı:
Sindirim sistemine çok iyi gelen bir taş.Aynı zamanda, sinirsel olarak oluşmuş, ağrıları azaltıp sinirleri yatıştırıyor:dalak , pankreas ve kolon için
faydalı olduğu söyleniyor.Kişinin bağımlılık duygularını azaltıyor.
Obsidyen
Taşı :
Volkanik cam, olumsuz enerjiyi emiyor.Terapi gücü yüksek olduğu için vücut masajlarında kullanılıyor.Depresyona ve karamsarlığa iyi geliyor.Kaygıyı azaltrak bilinçaltındaki negatif
duyguları temizliyor.Stresi azalttığı ve bağırsaklara iyi geldiği de biliniyor.
Pembe Kuvars Taşı:
Negatif enerjilerden koruyucu ve sevgi duygularını artırıcı bir taş.Kullanan insanların çevrelerinde sevgi dolu bir ortam olmasına yardım ediyor.Korkuyu ve öfkeyi azaltarak sakinlik veriyor.Kan dolaşımına iyi gelen bir etkisi olduğu söyleniyor.
Hematit Taşı:
Kan dolaşımı düzeninin sağlıklı olmasına yardımcı oluyor.Enerji verici ve canlandırıcı etkisi olduğu söyleniyor.Cesaret veren Hematitin , kararsızlık çekenler için çok faydalı olduğu biliniyor.İskelet sistemi hastalıklarına iyi gelir.
kaynak: netten alıntıdır
Devamını oku »

DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN KARACİĞERE LAVANTA KÜRÜ

12 Nisan 2008 Cumartesi
Karaciğere lavanta kürü:Hepatit B ve C'ye, karaciğer yetmezliğine iyi gelen lavanta, aynı zamanda karaciğerden kaynaklanan ala ve sedef gibi deri rahatsızlıklarını da önlüyor. Hepatit C'nin sebep olabileceği karaciğer kanserine dönüşme riskini büyük ölçüde önleyen, etkin maddelerden biri, lavantanın içerdiği ursolic acid fonksiyonel maddesidir.Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'na göre, önemli bir nokta da hangi bitki olursa olsun, içerdiği önemli bir etkin madde tek başına veya saf halde istenilen ölçüde veya doğrultuda faydalı olmayabilir. Çünkü, o etkin maddenin metabolizmada arzu edilen başarıyı sağlayabilmesi için, bitkinin içerdiği diğer yardımcı etkin maddelere, medyatör maddeler ve birinci derecede fonksiyonel olan etkin maddenin işlevini artırabilmek için, sekonder maddelere de ihtiyaç vardır.

YAŞLILIK LEKELERİNDE ETKİLİ :Uygulanan bitkisel yardımcı tedavide, sadece etkin maddeyi düşünmemek gerekir. Bu anlamda kullanılan bitkiyi, bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Önemli olan diğer bir husus da kullanılacak olan bitkinin hangi kısımlarının kullanılacağı, ne kadar sürede demleneceği, ne zaman ve nasıl içileceği, ne kadar süreyle, hangi aralıklarla uygulanacağıdır.Derideki bazı rahatsızlıkların nedeni, karaciğerden kaynaklanmaktadır. Lavanta kürü aynı zamanda, halk arasında ala hastalığı olarak bilinen vitiligo, sedef ve deride ileri yaşlarda oluşan yaşlılık lekelerine karşı da önleyici rol oynamakla birlikte, bu hastalıkların tedavisinde de önemli bir yardımcı ve destekleyicidir. Ancak, bu konudaki uygulama dıştan olup hazırlanması farklıdır. Lavanta kürünün başarısını çok daha fazla yükseltmek ve daha hızlı bir şekilde sonuca ulaşabilmek için beslenme şekline dikkat edilerek, bazı takviye uygulamalar yapılabilir.

TAKVİYE UYGULAMALAR

* Her gün öğle yemeklerinden yarım saat önce hiçbir şey ilave etmeden tüketeceğiniz bir porsiyon preslenmiş çilek lapası, karaciğer yetmezliğine karşı önemli bir takviye oluşturur. Tüketeceğiniz çileklerin hormonsuz olasına da özen gösterin

*Genel olarak karaciğer metabolizmasının sağlıklı ve düzenli çalışmasında enginarın katkısı büyüktür. Haftada 2-3 defa bir porsiyon, az suda haşlanmış enginar tüketin. Tuzlamayın ve porsiyon başına 1 çorba kaşığından fazla sıvı yağ kullanmayın. Varsa kalan haşlama suyunu için. *Taze kayısının karaciğer dostu olduğunu unutmayın.

* Beslenme şeklinin uygulanmasında karaciğerin yükü hafiflemekte ve karaciğer rahat çalışmaktadır. Şifa bulan hastalar, bir hekim tarafından teşhis konulan hastalar olup lavanta kürünü bir destekleyici, bir yardımcı tedavi olarak almışlardır. kaynak:netten alıntı

Devamını oku »

Bunları Okudunuz mu ?;