MISIR PÜSKÜLÜNÜN FAYDALARI

30 Kasım 2007 Cuma
6000 yıl kadar önce Güney Amerika'daki And Dağları bölgesi yerlileri tarafından yetiştirildiği ve tüketildiği saptanan mısır bitkisinin taneleri, yüksek oranda nişasta ile doymamış yağ asitleri, A vitamini ve sterolleri içerir. Bu yüzden mısır taneleri hem insanlar hem de hayvanlar için değerli bir besin kaynağıdır, ilaç olarak kullanılan mısır püskülünün içerdiği maddeler ise şunlardır: Glikoz ve maltoz gibi şekerler, steroller, reçine, potasyum tuzları ve uçucu yağ.


Tibbi Etkileri ve Kullanımı Açık esmer ya da kırmızımsı renkli hafif ve özel kokusu bulunan mısır püskülünün tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:

• Sakinleştiricidir.

• Bedeni güçlendirici toniktir.

• Romatizma tedavisinde yardımcı olur.

• İdrar söktürücüdür

.• Mesane taşlarını düşürür.

• Üretrit (idrar yolları enfeksiyonu), sistit (mesane enfeksiyonu) ve prostatit (prostat bezi enfeksiyonu) tedavilerinde etkilidir, özellikle ayrıkotu ve civanperçemi ile birlikte kullanılırsa daha etkili olur.

• Çocuklarda böbrek sorunlarının atlatılmasına yardımcı olur.Bu etkilen sağlamak üzere, mısır koçanındaki dişi çiçeklerin döllenme olayı gerçekleşmedenönce ortaya çıkan püskülleri alınır. Bunlar kurutulduğunda bazı etkilerini yitirdiğinden kurutulmadan kullanılması daha doğru olur. 1 bardak kaynar suyun içine 2 tatlı kaşığı kuru ya da taze mısır püskülü konur. 10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyondan günde iki-üç kez birer bardak içilir

.• Mısır tanelerinden elde edilen mısırözü yağının, sıvı bitkisel bir yemeklik yağ olarak, damar sertliğini önlediğini, kullanan kişilere bu konuda büyük yarar sağladığını belirtmeden geçemeyeceğiz
  • Bir tutam mısır püskülünü sıcak suyun içine koyup 10 dakika beklettikten sonra süzüp içildiği taktirde zayıflatma etkisi var

kaynak:.hatira.net

Devamını oku »

KAYISININ FAYDALARI

27 Kasım 2007 Salı
Kayısının sağlığa faydaları
Kayısı, günlük enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok az katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum ve vitaminler açısından zengindir.


-Beynin düzenli çalışmasını sağlar, stresi azaltır.
-Karaciğerin tahrip olan kısmının tamirini yapar.
-Kemiklerin çok daha düzgün ve sağlam olmasında ön
emli rol oynar.
-Kan yapımını artırarak,kansızlığa engel olur.
-Mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin meydana gelmesine engel olur, meydana gelmiş ülserlerin iyileşmesinde rol oynar.
-Böbreklerde taş teşekkülünü azaltır.
-Üreme sistemi üzerinde önemli rolü bulunup, cinsel gücü artırmaktadır.
-Kansere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir.
-Dişlerin daha sağlam ve kuvvetli olmasında önemli rol oynar.
-Kalp kaslarını kuvvetlendirir ve daha düzenli çalışmasını sağlar. Klinik ölümündeki reanimasyon çalışmalarında kalbin cevap vermesinde etkili olur.
-Kayısının potasyumca zengin,sodyumca fakir ve A vitaminin öz maddesi karotence zengin olması insan beslenmesinde çok önemli boyutlar kazandırmaktadır.

kaynak:kozlucalilar.net
Devamını oku »

GÖZ ÇEVRESİ BAKIMI

Göz çevresi bakımı
Göz ÇevreKırışıklıkları İçin;Bir çorba kaşığı badem yağı, bir çorba kaşığı soya yağı ve bir çorba kaşığı avokado yağını karıştırın. Her gece yatmadan önce göz çevrenize yumuşak hareketlerle masaj yaparak karışımdan sürün. Sabah kalktığınızda yüzünüzü yıkayıp yumuşak bir havlu ile kurulayın.



Göz Altındaki Torbalar İçinBir adet patatesi halka şeklinde kesip gözlerinizin üzerine koyun ve 15-20 dakika gözlerinizi bu şekilde dinlendirin. Hem göz altlarınızdaki torbaların giderilmesinde hem de gözlerinizdeki kızarıklıkların geçmesinde yardımcı olacaktır. Ayrıca gözlerinizdeki kızarıklıklar için bir parça pamuğu şekersiz çaya batırıp gözlerinize kompres yapabilirsiniz. Göz Altındaki Şişlikler İçinBir parça buzu gözlerinizin altında sabit tutmadan yani gezdirerek 5 dakika kadar bekletin.



Göz Altındaki Morluklar İçinBir adet salatalığı rendeleyip buzlukta buz kalıplarının içinde dondurun. Daha sonra dondurulmuş bu salatalık küplerini gözlerinizin mor kısımlarında 5 dakika kadar gezdirin. Faydası olacaktır. Bir adet patatesi rendeleyip suyunu çıkartın. Bu suya batırdığınız bir parça pamukla göz çevrenize kompres yapın.


kaynat:netten alıntıdır
Devamını oku »

KİRAZ SAPININ FAYDALARI

26 Kasım 2007 Pazartesi
KİRAZ SAPI BİR ÇOK DERDE DEVA

Bir çok derde deva olan kiraz sapının, idrar söktürücü özelliğiyle de böbreklerin dostu olduğu bildirildi. ADANA (İHA) - Bir çok derde deva olan kiraz sapının, idrar söktürücü özelliğiyle de böbreklerin dostu olduğu bildirildi. Kiraz sadece meyvesiyle değil, kökleri, kerestesi, kabukları, zamkı, yaprakları, çiçekleri, çekirdeği ve meyve sapları da kullanılabilen çok yönlü bir bitki. Ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde kullanılan kirazın sapları idrar söktürücü olduğu gibi bronşite karşı da kullanılıyor. Gölgede iyice kurutulan saplarla hazırlanan şuruplar veya demlemelerle iyileşme sağlanabiliyor. Saplar gerekirse kıyılarak bir gün süreyle su içinde ıslanmaya ve yumuşamaya bırakılıyor. Bir litre su içine bir küçük avuç sap konularak hazırlanacak demlemeden günde 3-4 fincan içiliyor. Bu demleme günde 2 kez el ve ayak banyosu şeklinde de kullanılabiliyor. Ya da hazırlanan kiraz sapı demlemesi taze veya kurutulmuş kiraz üzerine boşaltılarak yarım saat bekletildikten sonra süzülerek aynı dozda içilebiliyor. Kirazın sapları ayrık ve mısır püskülüyle kaynatılarak demlendiğinde ise ayak ve karın şişliğinde, arpayla kaynatılarak elde edilen demlemeyse idrar söktürücü olarak kullanılıyor. Adanalı aktar Yusuf Değişmez ise kiraz saplarının en çok idrar yolları enfeksiyonları için tercih edildiğini belirterek, kiraz sapı çayının vücuttaki ödemlerin atılmasında da etkili olduğunu söyledi.


kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

ÇİN TAKVİMİ

25 Kasım 2007 Pazar
BEBEĞİNİZİN CİNSİYETİNİ ÇİN TAKVİMİ'YLE ÖĞRENİN
Hangi ayda, kaç yaşında hamile kaldınız? Bu iki sorunun yanıtıyla, Çin'de 700 yıldır uygulanan bir yöntemi kullanarak çocuğunuzun cinsiyeti konusunda doğru bir tahminde bulunabilirsiniz.
21 Mart 2006 Salı 09:20
PEK çok Asya ülkesinde bebek bekleyen çiftler, teknolojik gelişmelerle bebeklerinin cinsiyetini erkenden öğrenseler de, emin olmak için 'Çin Takvimi' ve halk inanışlarına da başvuruyor. Annenin yaşı ile hamile kaldığı ayın bilinmesi durumunda yüzde 90 doğru sonuç verdiği iddia edilen ve Çinli astroloji bilginlerince hazırlanan Çin Takvimi, Çin'de 700 yıldır kullanılıyor.21 yaşında kız çocuk olasılığı fazlaTAKVİME göre, annenin yaşının hamile kalınan ayla kesiştiği nokta bebeğin cinsiyetini ortaya çıkarıyor. 30 yaşındaki bir anne adayının mart ve mayısta hamile kalması durumunda bebeğinin cinsiyeti kız, diğer tüm aylarda ise erkek olurken, 21 yaşındaki anne adayının ocakta hamile kalması durumunda bebeğinin cinsiyeti erkek, diğer tüm aylarda kız oluyor.
İşte cinsiyet tablosu (E: Erkek K: Kız)
Hamile kalma yaşı
Hamile kalınan ay

kaynak:habar vitrini
Devamını oku »

KISA SÜREDE FRORMUNUZA KAVUŞUN

24 Kasım 2007 Cumartesi

Kısa Süreli ve Etkili
Akdeniz Diyeti

1 adet orta boy patates

2 adet havuç 1/4 kg pırasa

2 adet çarliston biber

1 domates 2 lahana yaprağı

1 çay bardağı dolusu maydanoz

1/2 limon 1 çay kaşığı şeker 1 tatlı kaşığı tuz

1/2 çay kaşığı karabiber 1/2 çay kaşığı köfte baharı

3 diş sarımsak 1/2 çay bardağı zeytinyağı ya da çiçek yağı1.5 litre su

Hazırlanışı;Sebzeler iyice yıkanır ve parmak ucu büyüklüğünde kesilir

Biberlerin çekirdekleri çıkarılmalıdır.Büyük bir tencereye zeytinyağı konulur ve kızmadan üzerine baharatlar (köfte, karabiber) atılır. Hafif kızan yağa doğranmış sebzeler eklenerek beş dakika tahta kaşıkla karıştırılır. Daha sonra su, tuz,şeker, sarımsak ilave edilir. Sarımsaklar dörde bölünmelidir. Suya ayrıca sıkılmış yarım limon suyu katılır. (Sebzelerin rengini koruyacaktır).Kaynamaya yakın parçalanmış maydanozlarda ilave edilir.Kaynama başladıktan sonra beş dakika daha kaynamanın devam etmesine izin verilmelidir. Kıtır siyah ekmekle keyifle servis yapabilirsiniz. 3 Gün DiyetiDiyet sırasında her gün 4 bardak su yada soda içmelisiniz. Yiyeceklere baharat,tuz,limon,sirke ve ketçap koyabilirsiniz.

1. GÜN Kahvaltı: 1 fincan çay veya kahve , 1/2 greyfurt veya greyfurt suyu 1 dilim fıstık ezmeli tost ekmeği

Öğlen :1/2 kase ton balığı ,1 tost,1 fincan çay veya kahve

Akşam : 1 porsiyon et (beyaz et olabilir) ,1 kase fasulye ,1 kase havuç 1 elma, 1 kase dondurma
2. GÜN Kahvaltı: 1 fincan çay veya kahve ,1 yumurta ,1/2 muz ,1 tost

Öğlen: 1 kase ton balığı ,8 kraker

Akşam: 2 biftek,1 kase brokoli ,1/2 kase havuç ,1/2 muz ,1/2 kase dondurma

3. GÜN Kahvaltı: 1 fincan çay veya kahve ,5 kraker ,50 gr peynir ,1 elma

Öğlen: 1 haşlanmış yumurta ,1 tost,1 fincan çay veya kahve

Akşam :1 kase ton balığı ,1 kase havuç,1 adet kavun ,1/2 kase dondurma.
kaynak:netten alıntıdır
Devamını oku »

CEVİZİN FAYDALARI


Ceviz her derde devaDoğanın insanlara sunduğu en büyük nimetlerden biri olan cevizin, şekerden kolesterole kadar yararlarını okuduğunuzda şaşıracaksınız...
***Cevizin faydaları saymakla bitmez
Yüksek kolesterolü düşüren ceviz, damar tıkanıklıklarını ve şeker hastalığı tedavisine yardımcı oluyor. İçerdiği demir sayesinde kansızlığa iyi geliyor.


Kötü kolesterolün düşmanı Cevizin, damar tıkanıklığı ve şeker hastalığının tedavisinde kullanılabileceğini söyleyen, Karadeniz Teknik Üniversitesi Ordu Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, cevizin kanda zararlı kolesterolün birikmesini önlediğini ve yüksek kolesterolü düşürdüğünü söylüyor.


CEVİZ YAPRAĞINI KAYNATIN Prof. Dr. Karadeniz, taze cevizde yüzde 5-6 oranında C vitamini bulunduğunu belirterek, "Kuru ceviz bol miktarda C, B1, B2, A ve E vitaminlerini içermektedir" diyor. Prof. Dr. Karadeniz, şeker hastalarının ceviz yaprağını kaynatıp içmelerini öneriyor ve cevizin beyin için gerekli olan gümüş iyonlarını da ihtiva ettiğini söylüyor.


VEREMDE TEDAVİYE DESTEK CEVİZİN, verem hastalığında hem besleyici hem de tedavi edici özellik gösterdiğini söyleyen uzmanlar, her sabah kahvaltıda bir miktar ceviz içi yenmesinin zekayı geliştirdiğini belirtiyor. Nasırlar üzerine konulan ceviz yağı zamanla bunların yok olmasını sağlıyor. Ceviz yapraklarından yapılan çay iştah açıyor. Mideyi kuvvetlendirip boğaz hastalıklarına iyi geliyor. Ceviz yağı yüz lekelerinin üzerine sürülüp masaj yapılırsa lekeler yok oluyor.

CEVİZDEN GELEN GÜZELLİK
Cevizin yiyecek olarak tüketilmesinin yanı sıra kadınlarının güzellik maskesi olarak da ilgi görüyor. Uzmanlar cevizin mükemmel bir güzellik iksiri olduğunu söylüyor.Çünkü cevizle yapılacak maske, ciltteki ölü hücrelerden kurtulmak için doğal bir tedavi yöntemi. Ölü hücrelerle kaplı bir cilde kolayca canlılık veren ceviz maskesi, bu ölü hücreleri yok eden bir özelliğe sahiptir.
Maske Hazırlanışı Cevizleri iyice öğütün, hatta bir havan veya tülbent içinde döverek toz haline getirin. İçine bir kaşık bal, bir kaşık portakal suyu ve dört kaşık da süt ekleyin. Bu karışımı yüzünüze sürüp on dakika bekletin ve hafif masaj yapın. Bu masaj pul pul görünen cildinizin sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Bu işlemin ardından yüzünüzü ılık suyla durulamayı da ihmal etmeyin kaynak:netten alıntıdır
Devamını oku »

GÜLDEN GELEN GÜZELLİK

23 Kasım 2007 Cuma
GÜL: Cilde sağladığı yararlar yüzünden kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Parfüm üretiminin önde gelen elemanlarındandır. Gözenekleri sıkılaştırıcıdır

Gülünfaydaları
Yüz temizliği
" Bir kaba 2 yemek kaşığı kil, 3 yemek kaşığı gülsuyu ve 1 çay kaşığı zeytinyağını koyup iyice karıştırın ve koyulaşıncaya kadar iyice kaynatın. Yüzünüzü yıkadıktan sonra bu karışımı göz ve dudağın kenarları hariç cildinize sürün. 5 ya da 7 dakika beklettikten sonra yüzünüzü yıkayın. Bu gül maskesi cildin kirlerini ve fazla yağlarını alıp temizler. Gül kokusu cildi rahatlatır ve besler.

" 4 litre üzüm sirkesi içine 10 avuç kuru gül yaprağınarıştırın. 15-20 gün güneşte tutup süzün. Gargara, losyon, makyaj temizleyicisi olarak kullanabilirsiniz.
natın sonra bir çay kaşığı dövülerek toz haline getirdiğiniz ıhlamur yaprağından, bir çorba kaşığı taze kaymak, bir tatlı kaşığı süzme bal ilâve edin. Hazırlanan karışım krem kıvamına gelinceye kadar kestane unu ilave ederek karıştırın. Cildin parlak, nemli ve güzel olmasını sağlayan bu karışımı yüzünüze sürebilirsiniz.

Cilt Bakımı
" Pul pul dökülen kuru bir cilde sahipseniz bu görünümden kurtulmak için kurutulmuş gül yapraklarını küçük parçalara bölün, süt, mısır nişastası ve bir parça bal ile karıştırın. 15 dakika beklettikten sonra, bu karışımla yüzünüze yavaş yavaş masaj yapın. Bu masaj sayesinde cildiniz kaybettiği nemi geri kazanacaktır.

" 3 çay bardağı gül suyuna 1 çay bardağı vazelin koyun ve karıştırın. Bu karışım el ve dudak çatlaklarına iyi gelecektir.
" Saf zeytinyağının içine 10-15 damla gül yağı koyun vücuda masaj yapın.
" Küvete banyo suyunun içine 11-15 damla gül yağı damlatıp iyice karıştırın, bu karışım hem güzel kokmanızı hem de rahatlamanıza yardımcı olacaktır.

Saç bakımı
" 30gr şampuanın içine 12 damla gül yağı koyun ve karıştırın. Saç diplerine masaj yaparak saçınızı yıkayın. Bu maske saçınızı besler, kepeklenmesini önler.
" 4 damla gül yağını saç fırçanıza dökün saçınızı tarayın.
Sağlıklı yaşam
" Gül reçeli, gül şarabı, gül balı yenmeye devam edildiğinde mideyi kuvvetlendirir, yaralara ve tıkanıklıklara iyi gelir.
" İshali engellemek için 20gr. gül kurusunu 1litre suda kaynatın, günde 3 fincan içebilirsiniz
" 2 su bardağı taze gül yaprağını, 2 bardak şeker ile karıştırın. 1 bardak su ile kısık ateşte 1-2 saat pişirin. Ocaktan almadan önce içine yarım limon suyu katın.

Bu karışım hafif sindirim sistemi iltihaplarına, romatizma ve eklem iltihaplarına iyi gelir.
" 1 litre şarabın içine 1 avuç gül yaprağı atın, yarım saat dinlenmesi için bırakın. Cildinizi bu karışım ile temizleyin.

kayanak:netten alıntı
Devamını oku »

CİLDİNİZİ LİMONLA GÜZELLİŞTİRİN

22 Kasım 2007 Perşembe
Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Limon özellikle yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir. sıkılaştırıcı etkisi vardır. Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling yapar...

Cilt için limon peelingi Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling görevi yapabilir. Dirsek, diz ve tabanlarda oluşan sert derileri size şimdi verecek olduğumuz limon reçetesi ile yumuşatarak, pürüzsüz görünmesini sağlayabilirsiniz. Bir çorba kaşığı limon suyu ile iki çorba kaşığı balı kısık ateşte hafifçe ısıtın. Ocaktan alındıktan sonra bir süre soğumasını bekleyin. Hazırlanan karışım soğuduktan sonra kuruyan ve çatlayan cildin üstüne sürün. 20 dakika beklettikten sonra peeling yaptığınız bölgeyi su ile temizleyin. Son olarak temizlediğiniz bu bölgeyi limon kabuklarıyla ovalıyın. Bu işlem sonunda derinizin taze görünüşü sizi bile şaşırtacaktır.
Limonla değişik yüz maskeleri

-Az yağlı yoğurda 5 damla limon suyu katın.Yüzünüzü temizledikten sonra bu maskeyi sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın.

-Avokado”nun yarısını püre haline getirin, içine bir çay kaşığı limon suyu katın ve bir yumurta akını iyice çırptıktan sonra ekleyin. Cildiniz kuru ise birkaç damla badem yağı da koyun. Karışımı yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra su ile temizleyin.

-100 gr. yulaf ezmesi, 1 limon suyu ve bir yumurta akını karıştırdıktan sonra ortaya çıkan karışımı, maske halinde yüzünüze yayın. 10 dakika bekleyin. Bu maske cildinizi gergi
kaynak:takvim.com

Devamını oku »

Sağlıklı yaşam için son trend: NAR SUYU

Narın en önemli özelliklerinden biri de genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruması. Narın, damar tıkanıklıklarını % 44 oranında gerilettiğini söyleyen Dr. Ayça Elem Kaya, “Narın, ‘ACE’ denilen enzimi engelleyerek tansiyon düşürücü etkisinin de olduğu ortaya konmuştur. 1 bardak nar suyunun, 2 kadeh kırmızı şaraba, 10 bardak yeşil çaya ve 4 bardak kızılcık suyuna eşdeğer antioksidan madde içerdiği görülmüştür. Bu bağlamda, günlük bir bardak nar suyu tüketmenin koruyucu etkisinin olduğu söylenebilir” diyor.

Narın adeta bir ‘ilaç’ olduğunu söyleyen uzmanlar
, bu ‘doğal antibiyotik’in sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Anadolu Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitki ve İlaç Araştırma Merkezi (TBAM) kurucusu ve eski müdürü, Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Can Başer, nar suyunun özellikle damar sertliğine karşı güçlü etkisinin olduğunun bilimsel çalışmalarla gösterildiğini söylüyor: “Nar tanelerinden ziyade, tüm meyveden üretilen nar suyunun kırmızı şarap ve yeşil çaya nazaran üç kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu bulundu. Meyve kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içerir. İshal kesici ve kurt düşürücü özelliği vardır. Kanlı ishalde kullanılır. Meyve kabuğu ekstresinin güçlü virüs ve mikrop öldürücü özelliği de var. Cilt üzerinde enfeksiyon ve yara iyileştirici etki de gösterir. Meyve kabuğu tanenlerinin antioksidan ve anti-tümör etkileri de biliniyor.”

“Yapılan araştırmalara göre narda, serbest radikallere karşı güçlü etkisi olan çeşitli vitaminler, mineraller, enzimler, antioksidanlar var. Serbest radikallerle en iyi mücadele yolu bu antioksidanları tanımak ve dışarıdan doğru besinleri seçerek bunların etkinliğini en üst düzeyde tutmaktır. Bugün için bilinen en güçlü antioksidanlar; C ve E vitaminleri, glutatyon, lutein, N-Acetylcystein, keratonoidler, flavonoidler, koenzim Q-10, alfa lipoik asit ve selenyumdur. Nar suyu da doğal antioksidanlardan biridir.”

Narın yararlarıyla ilgili pek çok bilimsel çalışmanın olduğunu söyleyen bilim adamları, özellikle de enfeksiyon hastalıkları açısından risk altında olduğumuz bu kış aylarında bol bol nar tüketmeyi öneriyorlar.
Narın, C vitamini deposu olduğunu söyleyen Acıbadem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu, diğer faydalarına ilişkin şunları söylüyor: “Nar, Türkiye’de Batı ve Güneydoğu Anadolu’da yetişen, haziran ve temmuz aylarında kırmızı renkli çiçeklerle açan, portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etli bir meyvedir. Nar meyvesini yemek her ne kadar zor ve zahmetli olsa da vücudumuza birçok faydaları bulunur. Narda, kansere karşı koruyucu antioksidanlar bulunur. Antioksidanlar, oksitlenmeyi önleyici maddelerdir. Kendilerini feda ederek hücrelerimizi oksitlenmekten korurlar. Bunu, vücudumuzdaki bazı enzimleri arttırıp savunma mekanizmamızı daha da güçlendirerek yaparlar.
Nar suyundaki antioksidan miktarı, kırmızı şarap, yeşil çay, kızılcık ve portakal suyuna göre 3 kat daha fazla. Nar ayrıca diğer bir antioksidan vitamin olan C vitamini yönünden de zengindir. Vücudumuz için önemli mineraller olan demir ve potasyum içeriğine sahip bir meyvedir. Narın mikro besin içeriğine bağlı, vücudu ve kalbi kuvvetlendirme, ishali kesme, şerit düşürme, burun poliplerine faydalı olma gibi yararları bulunduğu bazı çalışmalarla ortaya konulmuştur.” kaynak:tempodergisi.com
Devamını oku »

YEŞİL ÇAYIN FAYDALARI

21 Kasım 2007 Çarşamba
Hem sağlığınız hem güzelliğiniz için
Yeşil çay mucizesi
Sadece sağlıklı bir içecek değil, aynı zamanda güzellik konusunda da haklı bir ünü var. İnce ve formda, sağlıklı bir beden, pırıl pırıl bir ten ve canlı dinamik ruh hali için herkesi yeşil çayın nimetlerinden daha fazla yararlanmaya davet ediyoruz.


ÇAY CİLDİ GENÇ TUTAR
Yeşil çay mucizesini teninize taşımak için kendi yaptığınız bu pratik maskelerden de yararlanabilirsiniz. Temizleyici tonik1 çay kaşığı yeşil çayın üzerine 10 ml. kaynamış su koyun 5 dakika demlendirin. Soğumaya bırakın. Sonra cildinizi bununla temizleyin. Daha sonra çayın içine batırılmış pamukla cildinizi silin. Bu cildinizin koruyucu tabakasını düzenler, cildi parlatır.
Göğüsleri sıkılaştırıyor
4 kaşık süzme yoğurt ve 2 yemek kaşığı yeşil çayı karıştırın. Karışımı göğüslerinizin üzerine sürün, 10 dakika bekletin ve sonra yıkayın. Ardından da cildinizi yine bitkisel kökenli - adaçayı ve kekik yağı gibi cildi sıkılaştırıcı bir yağ ile nemlendirin. Böylece hem cildinizin nem ve yağ dengesini düzenleyecek hem de göğüslerinizin sıkılığını artıracaksınız

Yeşil çay niye bu kadar faydalı?
Aslında yeşil çay siyah çayla (Camellia sinensis) aynı bitkiden elde ediliyor. Siyah çay oksidasyona maruz kalıyor ve bu da antioksidan özellikteki maddenin yapısının bozulmasına neden oluyor. Fakat yeşil çay ve siyah çayın kafein miktarı aynı.kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

HİNT KINASI

20 Kasım 2007 Salı
Kina; Botanikte terim olarak LAWSONIA INERMIS adiyla anilan,Kuzey Afrika ve Bati Asya da yetisen kücük bir cali bitkisidir. Yapraklari toplanir,kurutulur,ögütülür ve üzerindeki dogal maddelerin korunmasina dikkat ederek saf bir pudra haline getirilir.Kina dogal bir boya cesididir.Kinanin agri ve stres azaltici,sakinlestirici özellige sahip oldugu bilinmektedir

Geçmişten Günümüze Kina

Kina eskiden;bedenin süslenmesinin yani sira,Kötülüklerden korunma,sans ve bereket için tilsim olarak kullanilirdi.Kizilderililer,Eski
Misir,Hint fakirleri, Kazak ve Kirgiz Türkleri tarafindan gelenek olarak kusaktan kusaga aktarilmistir.
Günümüzde geçici dövme (Hint kinasi); özellikle gençler arasinda giderek yayginlasan dogal bir süslenme biçimine dönüsmüstür. 2 yildir geçici dövme (Hint kinasi) sanati ile hintli bir arkadasimin istegi ve destegi ile basladim.Genelde tatil yörelerinde bu isi yapiyorum.Kinaya (geçici dövmeye) olan yogun ilgi ve talep oldugunu gözlemleyip meslek ve hobi haline getirdim.Elimde çok sayida dövme motifi bulunmaktadir. Ayrica sizin getireceginizModelleri de kullanabilirim.Kendi kisiliginize, mizaciniza uygun motifi de biraz ugras vererek üretebiliriz.Geçici Dövmenin ortalama bir hafta ile onbes gün arasi kaliciligi vardir.Bazi tenlerde bu süre bir ay kadar uzayabilir. Günes yagi ve suyla sik temas kalicilik süresini azaltirulur.

kayanak:muharremkaya.com
Devamını oku »

ATATÜRK ÇİÇEĞİ

Özellikleri :Tipik olarak 60 cm-5m. kadar boylanırlar. Koyu yeşil renkli yaprakları büyük, uzun ve sivri uçludur. Çanak yaprakları kırmızı, pembe veya beyazdır. Çanak yapraklar çoğunlukla çiçek zannedilmektedir; fakat gerçek çiçekleri çok küçük, sarı renkli ve gösterişsizdir.

Yetiştirme Koşulları :Sıcaklık [değiştir]Asıl çiçeklenme döneminden önce 15 - 20 derece, çiçeklenme döneminde 13-16 derece, çiçeklenme döneminden sonra 10-12 dereceye gereksinme gösterir. Çiçekli iken 13 derecenin altına düşmemelidir. Yüksek oranda nem (% 70-75)ister Işık :Yazın aydınlık yarı gölge yerleri sever. Yaprakların renklenmesi için eylülden itibaren yoğun ışık ister. Kışın çiçeklenme döneminde çok aydınlık yerlerde bulundurulmalıdır. Bitki doğrudan güneş ışığından korunmalıdır.

Saksı Harcı :Hacim olarak 3 kısım turba, 3 kısım yaprak çürüntüsü, 2 kısım tınlı toprak, 2 kısım yanmış ahır gübresi, 3 kısım kum ve 2 kısım perlitin karışımıyla elde edilen harç da kullanılabilir.

Üretim Tekniği: Üretimi çelik ile yapılır. Çelikleri genç sürgünlerden 7,5-10 cm uzunluğunda olmak üzere tepe çeliği tarzında ve Nisan - Mayıs aylarında alınır. Ancak bu çeliklerden yetişen bitkiler yıl sonunda 15-20 cm.Eğer daha bodur bitkiler isteniyorsa çelikler Ağustos ayında alınmaldır. Alınan çelikler, özsuyun akmaması için odun kömürü tozuna batırılarak, hacim olarak eşit miktarlarda turba ve kum karışımına dikilirler. Ortam sıcaklığı 18-21 derece olmalıdır.

Bakım Önerileri :Saksı değiştirme her yıl nisan ayında yapılır. Gübreleme, Haziran - Ekim ayları arası haftada bir kez 1-2 g/l kompoze olarak verilir.

Biki, Haziran'dan Eylül'e değin sürgün verme esnasında ılık su ile bolca sulanmalı, sıcak havalarda yapraklarına su püskürtülmelidir. Çiçeklenme süresince (Aralık- Ocak ayları) verilen su miktarı azaltılmalıdır. Çiçekli halde iken bitkiye çok su verilirse yapraklarının döküldüğü görülür. Dinlenme dönemi olan Ocak ortasında Nisan ortasına kadar ise ya çok az su verilmeli veya toprağı tümüyle tutulmalıdır.

Yaşlı bitkiler çiçeklenmesi bittikten sonra Nisan ayında topraktan itibaren 10-15 cm. kalacak şekilde kesilerek budanmalıdır.

Hastalık ve Zararlılar :Önemli hastalıkları kloroz, yaprak dökülmesi, kök kanseri ve kurşuni küftür. Zararlıları ise kırmızı örümcek ve un bitleridir kaynak:tr.wikipedia.org
Devamını oku »

OMEGA3 BALIK YAĞI


Oromega 3® balık yağını sağlıklı bir yaşam için her yaş grubundan insanlar güvenle kullanabilir. Oromega 3® balık yağı vücudun birçok hayati fonksiyonunda koruyucu rol oynamaktadır. Oromega 3® yağlı balıkların düzenli tüketilmediği durumlarda sağlıklı vücut ve zihin gelişimi için diyete destek olarak kullanılır.

Omega-3 yağ asitlerinin kulanımının faydaları
Omega-3 yağ asitleri esansiyel yağ asitleridir. En önemli omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA dır. EPA ve DHA omega-3 yağ asitleri vücutta sentezlenmeyip dışardan alınması şart olan yağ asitleridir.

Çocuklarda Omega-3 yağ asitlerinin kullanımının;
- Beden ve zeka gelişimi.
- İmmün sistem gelişimi
- Retina gelişimi
- Öğrenme güçlüğü giderme
-Davranışsal bozuklukları düzeltme üzerinde olumlu etkileri mevcuttur. Emzirme döneminde
Omega-3 yağ asitlerinin kullanımının çocuklarda;
- Merkezi sinir sistemi gelişimi
- Erken dil gelişimi
- Psikomotor gelişimi
- İmmün sistem gelişimi
- Zekâ gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğu bildirilmektedir.
Erişkinlerde Omega-3 yağ asitlerinin kullanımı;
Antienflamatuar, Antimitogenik, Antitrombogenik ve Hipotrigliseridemik etki sonucu;kandaki kolesterol (LDL kolesterol seviyesini düşürürken, HDL seviyesinin artmasına yardım eder) ve trigliserid seviyesini düşürür. Kalp krizlerinden kaynaklanan ani ölümleri azaltır. Kanı inceltir ve damar içinde pıhtılaşmasını engeller. Kan basıncını (tansiyon) düzenler.
- Damar sertliği oluşumunu yavaşlatır ve kalp damar sistemi hastalıklarını azaltır.
- Kanser riskini azaltır.
- Yaşa bağlı hastalıkları önler.
- Depresyonu, anksiyeteyi ve uykusuzluğu belirgin şekilde düzelttiği saptanmıştır.
- Erişkinlerin mental fonksiyonlarının iyileştirilmesinde balık yağının önemli bir yeri vardır
- Bipolar hastalıkların, Alzheimer'in, şizofreninin önlenmesinde ve tedavisinde, özellikle stres seviyesinin düşürülmesinde etkili olduğu gösterilmiştir.
-Emboli nedeniyle gelişen felç riskini azaltır.- Romatoid artritin önlenmesinde önemli bir etkendir.
Omega-3 konusundaki araştırmalar göz önüne alındığında, haftada 3-4 kez yağlı balık yememiz, zeytinyağı, ceviz gibi bitkisel kökenli omega-3 kaynaklarını sıkça kullanmamız gerekmektedir. Balık yiyemeyenler veya ek omega-3 kullanımına ihtiyaç duyanların Oromega 3® balık yağını kullanmaları uygun bir seçenektir. Kokusuz ve içimi kolaydır. Her yaş grubu için kullanılabilir. kaynak:omega3.com
Devamını oku »

MAVİ ANEMON ÇİÇEĞİ

18 Kasım 2007 Pazar

Kinerase, Türkiye'de bir buçuk yıldır piyasada olmasına rağmen, kısa sürede büyük ilgi gördü. Hem kış hem de bahar ayları için ideal, çok yönlü bir bakım kremi olan 15 Faktörlü Kinetin Cilt Bakım Kremi, Kinerase serisinin en çok ilgi gören ürünü. Çünkü cildimizi zararlı ışınlardan korurken, kırışıklıklara, cilt kuruluğuna, güneş lekelerine de etkili olması ve anti-aging etkilerinin olması tüketicinin ilgisini çekiyor. Sabahları hemen üzerine makyaj da rahatlıkla yapılabiliyor. Biz de bu yüzden, yeni bir tüketici kampanyası başlatarak, daha fazla kadının bu ürünü kullanmasını sağlamak amacıyla, Hediyeli Cilt Bakım Setini hazırladık. Bu setin içerisindeki tam boy 15 Koruma Faktörlü Kinetin Cilt Bakım Kremi'ni, hediye olarak veriyoruz. Bu arada Kinerase'i sadece hanımlara yönelik bir ürün olarak görmek de doğru değil. Kinerase, erkeklerin tıraştan sonra kullanmasıyla hergün tahriş olan ciltler için çok faydalı.Peki kozmetik ürünlerin, bir ilaç firması tarafından üretilmesinin tüketici açısından nasıl bir avantajı olabilir?Bir kozmetik ürünün belli klinik çalışmalar yapıldıktan sonra piyasaya, tüketici kullanımına sunulması gerekiyor. Aslında bir kozmetik ürün hazırlanırken de tıpkı ilaç hassasiyetiyle hazırlanmalı. Bizim kozmetik ürünlerimiz, tıpkı ilaçlar gibi belli aşamalardan geçerek hazırlanıyor. Bildiğiniz gibi ilaçlar üç faz deney çalışması vardır. Ancak bundan sonra tüketiciye sunulabilirler. Kinerase da, bir kozmetik markası olmasına rağmen bir ilaç ciddiyetiyle hazırlanmıştır. Bu nedenle çok daha güvenilir olduğunu söyleyebiliriz..
"Güneş ışınlarından da koruyor...Güneş koruma faktörü SPF 15 içeren üründe, kinetinin yanı sıra kolajen, C ve E vitaminleri, yeşil çay özü, hyaluronik asit, bitkisel proteinler bulunuyor. Kinerase Cilt Bakım Kremi SPF 15 cilt kremini kullanarak hem oluşmuş lekeleri açmaya yardımcı oluryorsunuz hem de yeni oluşacak lekelerin önlenmesini sağlıyorsunuz.- Kinerase cilt bakım serisi yalnızca cildimizdeki problemlerin giderilmesi için değil, ayrıca oluşmasını engellemek için koruyucu olarak kadın ve erkek, 25 yaş üzeri herkesin kullanması amacıyla formüle edilmiş. Kremin diğer özellikleri ise şöyle, yaşlanma belirtilerini yavaşlatıyor, cilt lekelerini ve ince çizgileri azaltmayı hedefliyor, cildin nem bariyerini onararak cildin su kaybını azaltıyor.kaynak:hürriyet.com
Devamını oku »

KAKAO YAĞI ÇATLAKLARI ÖNLÜYOR

17 Kasım 2007 Cumartesi
Gebelik çatlakları: Neredeyse bütün gebeliklerde, en azından karın bölgesinde çatlama görülür. Nedeni gayet açıktır. Gebelikte karın ve göğüsler fazla büyüyünce, gerilen deri çatlar. İlk belirtiler hamileliğin 6. ve 7. aylarında pembe - eflatun arası bir renkte başlar. Giderek mor bir renge dönüşür. En sonunda beyazlaşır. Çatlakları önlemenin en iyi yolu az kilo almaktır. Ne kadar az kilo alırsanız çatlama ihtimali o denli azalır. Bir yandan da, gebelik boyunca, cildin esnemesine yardımcı olmak için krem sürmek gerekir. Çatlakların tedavisi için birçok yöntem deneniyor. Ancak ne yazık ki henüz kesin bir çözüm bulunabilmiş değil. Çatlaklar, pembe veya mor renkte iken, tedavi edilmeleri daha kolaydır. Beyazlaştıktan sonra iş işten geçmiş olabilir. Buna rağmen mikrodermabrazyon, Foto IPL ve karbondioksit tedavileri çatlak tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemler doğumdan kısa bir süre sonra uygulandığında, çatlakları gidermekte veya azaltmakta oldukça iyi sonuçlar vermektedir.
KAKAO YAĞI :Faydaları Denizde bronzlaşmaya, hamilelik sonrası cilt bozulmalarına karşı faydalıdır. Doğum öncesi ve sonrası çatlakları önleyici etkiye sahiptir. Dudak çatlaması ve ciltte pullanmada kullanılır kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

SUNADUMANKAYA'DANGÜZELLİK SIRLARI


EVDE HAZIRLAYACAĞINIZ BU REÇETELERLE EN GÜZEL SİZ OLABİLİRSİNİZ

Bitki Bilimi ve Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya, bakımına düşkün olan herkes için hazırladığı kitabı 'Meslek Sırlarım'da evde yapılabilecek güzellik tarifleri veriyor
Yüz bakımınız için basit reçeteler
TEMİZLEME SÜTÜ
Yüzdeki gözeneklere dolan kirleri ve makyajı temizlenin en kolay ve ucuz yolu, evde doğal malzemelerden hazırlayacağımız karışımlardır. Temizleme sütünü parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.
Malzeme: 1 salatalık, 1 su bardağı süt Uygulama: Salatalığı rendeleyip, 1 su bardağı sütte kaynatın ve süzün. Her gün, sabah ve akşam bu karışımla cildinizi silin.
TEMİZLEME TONİĞİ
Tonik, ciltte kalmış kir, yağ ve temizleyici kalıntılarını temizler ve cildi tazeler. Temizleyicinin ardından sürülür. Aşağıdaki tariflerle hazırladığınız tonikten birkaç damla pamuğa damlatıp, silmeden, tamponlayarak cildinize uygulayın. Toniklemeden sonra yüzünüze maden suyu püskürtün ve kağıt mendille tamponlayarak kurutun. Sonraki aşama nemlendirme olacak.
a- KARMA CİLTLER İÇİN Malzeme: Lavanta, melisa, papatya, hatmi çiçeği, yarım fincan saf alkol, içme suyu
NEMLENDİRİCİ
Nemlendirme, çevrenin yol açtığı buharlaşma etkilerinin önlenmesine yardımcı olur. Nemlendirici cildi düzgünleştirir, dolgunlaştırır, gözenekleri kapatarak makyaj için iyi bir zemin hazırlar.
Uygulama: Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atın, 15-20 dakika demlendirip süzün. Saf alkol ekleyin. (Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında saklayın)
b - HASSAS CİLTLER İÇİN Malzeme: Biberiye, gül suyu Uygulama: Bir çorba kaşığı biberiyeyi, 300 ml. gül suyuna karıştırarak karanlık bir yerde saklayın. Bununla her akşam cildinizi temizleyin.
c - KIRIŞIKLIKLAR İÇİN Malzeme: Yarım litre ılık su, 1 tatlı kaşığı karbonat Uygulama: Su ve karbonatı karıştırın. Pamukla, cildinize uygulayın.
Malzeme: Havuç, zeytinyağı, limon Uygulama: Havucu rendeleyin. İçine zeytinyağı ve limon suyu ilave edip, yiyin. Bu karışım vücut için çok faydalıdır. Bağırsakları düzene sokar ve cilde nem sağlar.
Peelıng
(Derinlemesine yüz temizliği)
Cildi ölü hücrelerden, biriken yağlardan ve siyah noktalardan arındırmak için, derin bir temizlik yapmalısınız. Bunu peeling, buhar banyosu veya maskelerle gerçekleştirebilirsiniz. İşte evde yapabileceğiniz basit peeling tarifleri: Malzeme: 1 kahve fincanı yulaf ezmesi, 2.5 çay kaşığı bal, 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, yarım tatlı kaşığı sıcak su Uygulama: Malzemeleri karıştırın ve cilde uygulayın. 15 dakika bekleyin ve yumuşak, nemli bir bezle ovarak çıkarın. Bol su ile yıkayın.
SİVİLCEDEN KURTULMAK İÇİN
Sivilceler her yaşta birçok insana sorun yaratır. Sivilceleri yok ederek daha sağlıklı ve güzel bir cilde kavuşmanın en güzel yolu yine doğadan geçiyor. Sivilceleri yok etmek için beraber bu basit formülü hazırlayalayabilirsiniz. Malzeme: 100 gram alkol, 6 adet aspirin Uygulama: Aspirini ezin ve alkolle karıştırıp 3 gün bekletin. Bu karışımla cildinizi her gün silin.
LEKELERİ YOK ETMEK İÇİN
Malzeme: 1 çay kaşığı amonyak, 1 çay kaşığı peridrol, 1 çay kaşığı saf su, 1 çay kaşığı sabun Uygulama: Kullanılmamış bir sabunu rendeleyin ve diğer malzemelerle karıştırın. Cildin hassaslığının ölçülmesi için önce elinizin üzerine deneyin, sonra lekelerin üzerinde bekletip, bol su ile yıkayın. Bu karışım haftada bir kez uygulanabilir. Dışarı çıkarken güneşten koruyucu ürünler kullanmaya dikkat edin.
ÇİLLERİNİ SEVMEYENLERE
Malzeme:
Keten tohumu Uygulama: Keten tohumunu kaynatın, suyu ile cilde masaj yaparak çillere ve lekelere maske olarak uygulayın.
Bunları ihmal etmeyin
Cildinizi güneşten koruyun: Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için her gün koruyucu krem kullanmalı.
Cildinizi aşırı sıcak ve aşırı soğuktan koruyun: Sıcak ve soğuk havalarda cilt nemini kaybeder. Özellikle kışın cilt tipiniz için uygun nemlendiricileri mutlaka uygulayın.
Sigara içmeyin: Sigara cildin ihtiyacı olan oksijeni azaltır ve cildin yenilenmesini engeller. Cilde solgun görünüm verir.
Cildinizi derin temizleyin: Bazı yaşı ilerlemiş bayanlar cildi kurutacağı ve kırışıklıkları artıracağı düşüncesiyle cilt temizliği yapmaktan kaçınır. Pamukla uygulayacağınız bir temizleyici kremin, birkaç dakika cildin üstünde kaldıktan sonra bol suyla yıkanması yeterli olur.
Cildinizi derin nemlendirin: Haftada bir, maske veya nemlendiricinizi bol miktarda kullanarak, cildinizi beş on dakika nemlendirmeye bırakın.
Cildinizde kan dolaşımını hızlandırın: Uygun kremlerle cildinize masaj yaparak, ciltteki ölü derinin atılmasını sağlayabilir ve kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz. Bu, cildinizin yenilenmesine ve pürüzsüz bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.
Sağlıklı beslenin: Vücudunuz için uygulayacağınız sağlıklı beslenme programı, cildiniz için de yararlıdır. Bol sebze ve meyve, bol lifli tahıllar, az yağlı, az şekerli ve az tuzlu besinler tercih etmelisiniz. Ve tabii bol su şart!
Sonbaharda: Cildiniz kuruysa baharat kullanmayın. Bol bol su için, salata ve sebzeye ağırlık verin. Yüzünüzü belli aralıklarla maden suyu ile yıkayın. Duşa girmeden önce badem yağı ile masaj yapın.
Kış aylarında: E ve C vitamini içeren besinler tüketmeye özen gösterin. Ispanak, marul, semizotu gibi yeşil sebzeleri çiğ olarak tüketin. Haftada bir gün yalnızca iki, üç litre sıkma meyve suyu içerek temizlenme kürü yapın. Açık havaya çıkarken cildinize bitkisel yağlar (susam, kayısı yağı gibi) veya nemlendirici kremler sürün. kaynak:hürriyet kelebek eki
Devamını oku »

ENDER SARAÇ'TAN GÖBEK ERİTEN DİYET

Göbek Eriten Diyet & EgrersizlerPek çok kişi hala istediği formda olamamaktan şikayetçi. Bazı kişiler biraz zayıfladıysa bile istediği yerlerden (göbek, bel, basen) incelememekten yakınıyor. Normal diyet programlarında kişiler zayıflasa bile çoğu kişide daha çok yüz bölgesi inceliyor. Ama aşırı yağlı bölgelerde pek incelme olmuyor.
Sizlere 3 haftada, özellikle göbek-bel bölgesinden incelmeyi de sağlayacak özel bir program vereceğim. Ancak öncelikle şu noktayı vurgulayayım: Sadece diyetle bölgesel zayıflama tam olmaz. Beraberinde özel egzersiz ve bazı özel bitkisel mönüler gerekir. Bu programı 3 hafta uygulayın, 21'inci günün sonunda müthiş incelmeyi hayretle göreceksiniz.Mekik hareketiDizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde tabanları yeri gösterirken iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı, sık sık ve kesik kesik hareketlerle karnımız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapıyoruz. Bu hareket özellikle karın bölgesindeki kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına yardımcı olur.Sopalı hareketBu harekette de bir sopayı ense kökümüze alıp iki elimizi geçiriyoruz. Ayaklarımızı yere sağlam basıp süratli bir şekilde sağa ve sola doğru daha çok kalçadan yukarısını hızlı bir şekilde döndürerek birkaç dakikada bu hareketleri yapıyoruz. Bu haraket karnın yan tarafındaki kasların şekillenmesi ve göbeğin erimesini sağlar.Bel kasları için mekikBir taraftaki kolumuzu, bükülmüş olan diğer taraftaki dizimize doğru hafifçe, sık sık ve seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu hareketi de birkaç dakika dayanabildiğimiz kadar yapmaya gayret ediyoruz. Daha sonra diğer taraftaki ayağımızı ve kolumuzu değiştiriyoruz. Bu hareket karnın yan tarafına doğru olan kasları çalıştırmak için yararlıdır.
Haftanın tek günleri bunları yiyin
Kalkar kalkmaz: 1 bardak ılık ballı limonlu su (içine yarım tatlı kaşığı bal, 10 damla limon konacak).
Sabah sporu: 35 - 40 dakika tempolu yürüyüş yapın. Bol ter atmaya gayret edin. Ardından fotoğraftaki gibi 15-20 dakika spor.
Duş: Ham ipek kese veya kabak lifi ile 5 dakika fırçalar gibi göbek, basen, popo, bel sertçe fırçalanacak. 5 dakika kadar susam yağı, kekik yağı, biberiye yağı, melisa yağı ile aynı bölgeye masaj yapılacak.
Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma, 1 adet sert şeftali
Ara: 2 parmak taze dil peyniri yiyebilirsiniz.
Öğle: 1 porsiyon ızgara tavuk (derişiz), bol rokalı yeşil salata (taze soğanlı).
Ara(saat 15.00): 3-4 yulaflı bisküviAra(saat 17.30): 1 adet yeşil elma.
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı fasulye (az yağlı), 1 dilim tam ekmek, mevsim salatası.
Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı ılık light süt. 3-4 fincan rezene çayı, yeşil çay, mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışım çayı içilecek.
Yasaklar* Kolalı, şekerli içecekler * Kızartma * Hayvansal katı yağlar (tereyağı, kaymak, yağlı şarküteriler, yumurtanın sarısı, yağlı süt ürünleri, yağlı etler, tavuk - balık derisi, tam yağlı süt)* Alkol (özellikle bira)* Beyaz un, * Beyaz şeker* Doğum kontrol hapları* Aşırı gündüz uykusu* Çikolata * Yağlı çerezler* CipsZayıflatıcı çayı elinizden düşürmeyinBir su bardağı için 1-2 adet avakado yaprağı, 1 çay kaşığı yeşil çay, küçük bir tutam kiraz sapı ve mısır püskülü, 1 çay kaşığı rezene tohumu sadece 1-2 dakika kaynatılacak ve hafifçe fokurdadıktan sonra 3-4 dakika demlenmeye bırakılacak. Sonrasında şeker veya tatlandırıcı eklenmeyecek sadece çok ince bir dilim limonla içilecek. Yemeklerden biraz sonra da içebilirsiniz. Akşam mümkün olduğunca erken yenilecek. Sabah ise erken kalkmak önemli çünkü erken kalktığınızda metabolizma hızlanır, sabah sporu ise vücudu canlandırır, harekete geçirir.
Makale : Ender Saraç
Devamını oku »

ISIRGAN OTU

15 Kasım 2007 Perşembe

Isırgan Otu (Urtica diocia / urens); kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti. Albrecht Dürer (1471 - 1528) bir tablosunda, elinde ısırganotu olan bir meleğin Tanrı katına uçusunu canlandırmıstı. İsviçreli botanik bilimci Künzle, bir yazısında, yakıcı özelliği sayesinde (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamış olsaydı, bitkinin kökünün çoktan kurumuş olacağını belirtmişti. Eğer kendini koruyamamış olsaydı, haşarat ve hayvanlar onu çoktan yok etmişlerdi. Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye' de her iki tür de yetişir.
Egzema ve egzemaya eşlik eden baş ağrılarıısırgan otu çayı ile iyileştirileilirler. Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir. İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. lkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir. Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.
Isırganotu, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında öncelikle önerilir. Değerli etken maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitler-formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz). Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki çok iyi bir yardımcıdır. Belirli bir yaştan sonra bedendeki demir miktarı azalmaya başlar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği giderek azalır. Işte bu durumlarda, demir içerikli taze ısırgan otu ile çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir, dış görünüm olarak da belirgin bir düzelme başlar. Safrakesesi rahatsızlığı ve kansızlık durumlarında da bitki çayı fayda sağlayacaktır. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde, anemi de yardımcı olur. Herhangi bir alerji rahatsızlığı çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre ısırganotu çayı içebilirler. Bitki, soğuk algınlığına yatkınlığı önler, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur.
Taze ısırganotu yaprak ve kökünün kaynama suyuyla baş yıkanabilir ve saçlar canlanarak, sık bir biçimde büyümeye başlarlar. Her tür saça özellikle iyi gelen ısırganotu tentürünü herkes kullanabilir. Kafa derisi kepeksiz, saçlar sık, yumuşacık ve parlak! Damar tıkanıklıklarında da (baldırlarda), ısırganotu çok büyük yardımlar sağlar. Bu hastalığı çeken bazı kişiler, ağer zaman geçirmeden, ısırganotu kökü ayak banyoları yapacak olurlarsa, olası bir bacak empütasyonundan kurtulabilirler. Her tür kramp, nerden gelirse gelsin, kan dolaşımı bozukluğunun habercisi olabilir. Böyle durumlarda, bitkinin kaynama suyula masaj veya banyo yapmak fayda sağlayacaktır. Bu durum, koroner damarlarının daralması gibi özel durumlarda da geçerlidir. Belden yukarısı banyo küvetine doğru eğilir ve kaynatılmış bitkinin ılık suyuyla kalp bölgesine hafifçe masaj yapılır. Siyatik, lumbago ve kollarda, bacaklarda oluşan sinir iltihaplanmalarında, ağrılı bölgelere, yapraklı taze ısırganotu dalı hafifçe sürülür. Örneğin siyatikte, ayak ekleminden başlamak üzere, dıştan kalçaya kadar ve oradan da bacağın iç tarafından topuğa kadar yavaşca sürülür. Bu iki kere daha yenilenir ve son olarak, kalçadan başlayarak aşağı doğru inilir. Gerektiğinde daha başka bölgelere de aynı biçimde uygulanır. Isırganotunun sebep olduğu kaşıntıyı önlemek için, işlem sonunda o bölgeler pudralanır.
Kullanılan bitki ne kadar taze olursa, şifalı gücü de o kadar fazladır. Kış için bir miktar stok yapmayı da unutmayın ve kurutacağınız bu ısırganları mayıs ve haziran ayının güneşli günlerinde toplamaya dikkat edin. Kendi sağlığınız için bir şeyler yapabildiğinize sevinin! Ama ama en önemlisi sadece ihtiyacınız kadar bitki toplayın. Eğer sadece yaprak ve saplara ihtiyacınız varsa kesinlikle bitkiyi köküyle beraber sökmeyin. Bir bölgedeki tüm bitkileri tamamen koparmayın. Gelecek yıllarda da bitkinin neslini sürdürmesine izin verin!
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak:
Yaprak Çayı
: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış ısırganotu, orta boy bir su bardagı dolusu kaynar suyla
haşlanır , 5-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak yeni demlenmiş çay aç karnına veya öğün aralarında tatlandırılmadan içilir. Kokusunu veya tadını rahatsız edici bulanlar çaylarına biraz nane ilave edebilirler.
Kök Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine getirilir, 4-5 dakika kaynadıktan sonra, ateşten indirilip 5-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan içilir.
Tohum Çayı: Havanda hafifçe ezilmiş bir tatlı kaşığı tohum, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay, yemeklerden yarım saat önce soğutulmadan içilir.
Isırganotu Tentürü: Ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yıkanır, elden geldigince ince kıyılır ve bir sisenin bogazına kadar doldurulur. Köklerin üstüne çıkacak kadar 35-40 derece etil alkol eklenir, hergün çalkalanarak güneste 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli siselerde, serin bir yerde yıllarca saklanabilir.
El ve Ayak Banyoları: Iki avuç dolusu yıkanmıs kök, sap ve yaprak, 5 litre soguk suya konularak, 10-12 saat bekletilir ve sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır.
Banyo sırasında bitkiler suyun içinde kalabilir. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak, 2-3 kere daha kullanılabilir.
Saç Yıkamak: 4-5 avuç taze veya kurutulmus yaprak, 5 litre suya koyulur, agır ateste kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Kök kullanıldıgında ise, 2 avuç dolusu ince kıyılmıs kök, 10-12 saat soguk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 10 dakika beklendikten sonra süzülür. Bu durumda, saç yıkamak için sodalı sabun gerekir


kaynak:.bitkisel-tedavi.com
Devamını oku »

KARINCA YUMURTASI YAĞI

14 Kasım 2007 Çarşamba

Karınca Yumurtası- Tüy Dökmede Etkili Çözüm
Nasıl Kullanılır Kullanım Uyarıları Karınca Yumurtası Yağı sizi altı seansda tüylerinizden tamamen kurtarır, ilk kullanımın ardından tüyleri yarı yarıya döker, daha sonraki aylarda ise tüyleri tamamen yok eder. Bu mucize preparatı sizin için şok fiyata İran'dan getirdik. Tüy dökmede en ucuz ve en etkili çözüm Arkadaşlar karınca yumurtası yağını kullanıyorum, beni ikna eden sebeb ise eskiden bebekler doğduğunda bikini bölgesine ve koltuk altlarına karınca yumurtası yağı sürerlermiş sonuçtada o bebeğin tüfleri çıkmazmış. Önceden kendimi geç kalmış gibi hissediyordum yaşım büyümüş ve buralarda karınca yumurtası yağı bulmak mümkün olmuyordu fakat sonra talayı duyduğumda hemen denemeye karar verdim ve şuan kullanıyorum.İlk kullanımımdan sonra tüylerin yarısı gitti ve iki ayda çıktı şuan 4. seansı yaptım ve bekliyorum tüylerimdeki azalma beni hem şaşırttı hemde mutlu etti anlarsınız ya. Diğer yöntemler hem masraflı hemde zahmetli ama bu farklı çok basit tüyleri al ve sür bitti. Sonuçta diğer yöntemlerinde 1 sene sürdüğünü biliyorum ve bi okadar para bu onlardanda etkili ve kesin çözüm olcak gibi kızlar tüylerim çok seyreldi kullanmanızı tavsiye ederim...kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

İŞVEÇ ŞURUBUNDAN GELEN MUCİZELER




-İSVEÇ İKSİRİ Acı madde içerikli bitkilerin alkol-su karışımında açığa çıkmasıyla elde edilen bu acı şurubun reçetesi, İsveçli Dr. Samst'ın ölümünden sonra, geride bıraktığı notların arasında bulunmuştur. Dr. Samst, 104 yaşında sağlıklı bir kişiyken, attan düşerek ölmüş. Bilindiği kadarı ile Samst ailesinin fertleri, kuşaklar boyunca hep sağlıklı ve uzun ömürlü olmuşlar. Bu sağlık iksirini, Avusturyalı Bayan Mari Treben, Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık adlı kitabıyla 1980'li yıllarda topluma tanıtmıştı. Türkçeye çevrilen kitap 1984'te yayımlandıktan kısa bir süre sonra İsveç Şurubu (Schweden Bitter) ülkemizde de tanınmaya başladı. Onun inanılması zor başarılarına sürekli olarak tanık olmuş olan binlerce aile, onsuz bir yaşamı düşünemiyorlar artık.

1.Eğer o sık sık koklanır, koku burundan çekilirse, ense kökü onunla nemlendirilir ve onunla ıslatılmış bir bez kafanın üstüne koyulursa, ağrılar ve baş dönmeleri yok olur, bellek ve beyin güçlenir.

2. Çiçek hastalığı ve her türlü egzamalar, burundaki veya bedenin herhangi bir yerindeki kabuklar, şurupla sık sık nemlendirildiklerin de yok olurlar.

3. Diş ağrılarında, biraz suyun içine bir yemek kaşığı dolusu şurup karıştırılır ve bu sıvı bir süre ağızda tutulur veya ağrıyan diş bir pamukla ıslatılır. Ağrı diner ve çürük iyileşir.

4. Dildeki kabarcıklarda veya daha başka rahatsızlıklarda, şurupla sık sık nemlendirildiğinde, kısa sürede iyileşme görülür.

5. Eğer gırtlak hasta veya yaralı ise bu yüzden yiyecek ve içecek rahat yutulamıyorsa sabah, öğlen ve akşamları şuruptan alınır ve yavaş yavaş yutulur. Gırtlağın ateşi azalacak ve yara iyileşecektir.

6. Mide kramplarında, bir yemek kaşığı dolusu alınmalıdır.

7. Kolitlerde, üç yemek kaşığı dolusu, arka arkaya ve yavaş yavaş alınmalıdır. Kısa sürede rahatlanacaktır.

8. Bedendeki gazları böler ve karaciğeri serinletir. Tüm mide rahatsızlıklarını ve bağırsak dizensizliklerini yok eder, dışkılama zorluklarını ortadan kaldırır.

9. Eğer kötü sindiriyor ve yenenleri içinde tutamıyorsa, o mide için çok iyi bir ilaçtır.

10. Aynı biçimde, safra kesesi ağrılarına da iyi gelir. Her gün sabah ve akşam bir yemek kaşığı dolusu içilip geceleri de kompres yapıldığında, tür ağrılar kısa sürede yok olur.

11. Ödemlerde, altı hafta boyunca sabah ve akşam olmak üzere, bir yemek kaşığı dolusu şurup, beyaz şaraba karıştırılarak içilir.

12. Kulak ağrısında ve kulak uğultusunda, bir pamuk parçası şurupla nemlendirilerek kulak yoluna sokulur. Çok iyi gelir ve hatta duymayan kulakların bile duymasını sağlayabilir.

13. Bir kadın dölyatağı ağrısı çekiyorsa, ona üç; gün boyunca, sabahlan birer yemek kaşığı dolusu şurup, kırmızı şarapla karıştırılarak verilir ve yarım saat sonra bir gezinti yaptırılır. Gezintiden sonra kahvaltı edebilir, ama süt içmemelidir. Şurup, hiçbir zaman sütle karıştırılmamalıdır!

14. Gebeliğin son 15 günü içinde, sabah ve akşamlan yarım tatlı kaşığı alınınca, doğumu kolaylaştırır. Son'dan kolayca kurtulabilmek için loğusaya her iki saatte bir kahve kaşığı dolusu verilir ve bu, son ağrısız bir biçimde ayrılana kadar sürdürülür.

15. Doğumdan sonra, sütlenen memeler İltihaplanırsa, uygulanan kompreslerle çabucak iyileşir. 16. Çocukların çiçekbozuğu olmalarını önler. Onlara, yaşlarına göre suyla karıştırılarak verilmelidir. Kabarcıklar kurumaya başladığında, sık sık şurupla nemlendirilmelidir. Böylece hiçbir iz kalmaz.

17. Çocuklarda ve yetişkinlerde kurtlara ve hatta şeritlere karşı başarıyla kullanılır, ama çocuklara yaşlarına göre verilmelidir. Şurupla nemlendirilmiş bir bez göbeğin üstüne bağlanır ve hep nemli kalmasına özen gösterilir.

18. Sarılıkta, eğer günde üç kere birer yemek kaşığı dolusu bu şuruptan alınırsa, şişmiş karaciğerin üstüne kompresler yapılırsa, çok kısa sürede tüm rahatsızlıklar sona erer. 19.Basurları işletir, böbrekleri iyileştirir, başka bir kür uygulamaya gerek kalmadan, beden de birikmiş olan tüm sıvıları dışarı atar. Depresyon ve melankoliyi iyileştirir, iştah açar ve sindirimi düzene sokar.

20. Başlangıçta sık sık nemlendirilip ve özellikle yatmadan önce içilip, içten de yumuşatıldığında, iç basurların işlemesini sağlar.

21. Eğer biri bayılmışsa, eğer gerekiyorsa zorla ağzı açılarak, bir yemek kaşığı şurup verilirse, o kişi hemen kendine gelir.

22. Bu ilaç, krampların ağrıların da dindirir ve sürekli alındığında, tümüyle iyileştirir.

23. Akciğer hastalıklarında, sabah aç karnına ondan alınır ve bu kür altı hafta sürdürülür.

24. Eğer bir kadın aylık temizliğini yitirir veya onu şiddetli olarak görürse, bu şurubu üç gün boyunca almalı ve bunu yirmi kere yinelemelidir. Fazla olan azalacak, az alan normalleşecektir. 25. Bu ilaç, kadınların beyaz akıntısına da iyi gelir.

26. Sara krizi geçiren kişiye, hemen orada bu şuruptan verilmelidir. Hasta, daha sonra bu ilacı sürekli olarak kullanmalıdır, çünkü o, zayıf düşmüş sinirleri ve tüm bedeni güçlendirir ve tüm hastalıkları yok eder.

27. Kötürümlükleri iyileştirir ve baş dönmesini, mide bulantısını geçirir.

28. Ateşli suçiçeğini ve yılancık hastalığını da iyi eder.

29. Bir kişi, ateşli veya üşüyor ve de güçsüzse, ona bir yemek kaşığı şurup verilir ve eğer o bedenini başka ilaçlarla yüklememişse, kısa sürede kendine gelecek, nabzı normal atmaya başlayacak ve ateş ne kadar yüksek olursa olsun, kısa sürede iyileşecektir.

30. Şurup, aynı zamanda kanseri, eski sivilceleri ve siğilleri, çatlak elleri iyileştirir.

31. Eğer sık sık bu şurupla nemlendirilirse, tüm yaralar hiçbir tehlike oluşmadan iyileşir. İster vurma sonucu, ister kesme sonucu olsunlar şuruba batırılmış bir bez yaranın üstüne örtülür Kısa sürede ağrılar diner, ne kangrene, ne de iltihaba yol açılmaz ve eski mermi yaraları bile iyileşir. Eğer yarada delik varsa, ille de önceden temizlenmesine gerek kalmadan, içine şurup damlatılır. Sık sık tazelenen kompreslerle yara kısa sürede iyileşir.

32.Bu şurupla 40 kere nemlendirildiğinde tüm yaralar ne kadar eski olurlarsa olsunlar yara izleri ile kesikler iyileşirler.

33.İyileşmesi olanaksız sayılan fistülleri kökünden yok eder. Eski veya yeni hiç fark etmez .

34 Eğer sık sık nemlendirilirse,tüm yanık ve yaraları, ateş, sıcak su veya yağın eseri olsun kısa sürede iyileştirirler. Yanıkta kabarcık oluşmaz, yanık ağrısı sona erer ve iltihaplı kabarcıklar bile temelinden iyileşirler.

35. Çarpma ve vurma sonucu oluşan şişlikleri ve lekeleri de iyileştirir.

36. İştahsız yiyen kişiye iştahını yeniden kazandırır.

37. Kansızlıkta, şurup bir süre sabahları alınırsa, kişinin yüzüne yeniden renk gelir. Kanı temizler, kan yaptırır ve onun dolaşımını sağlar.

38. Sabahları ve akşamları alındığında ve ağrılı yerlerde kompres uygulandığında, romatizma ağrıları diner.

39. Donmuş elleri ve ayakları, açık yaralar oluşmuş olsa bile iyileştirir. Elden geldiğince sık ama özellikle gece boyunca kompres yapılmalıdır.

40. Nasırların üstüne kompres yapılır ve ağrılı bölge sürekli olarak nemli tutulur. Nasır üç gün içinde kendiliğinden düşer veya çekilip alınabilir.

41. Zehirli ve mikroplu hayvanların ısırıklarını da iyileştirir. Bu durumlarda şurup hem içilmeli hem de yaraya kompres yapılmalıdır. '

42. Veba ve daha başka salgın hastalıklar zamanında ondan gün boyunca sık sık içilmelidir. Çünkü o, veba çıbanlarını ve yumrularını, gırtlakta olmuş olsalar bile iyileştirir.

43.Geceleyin iyi uyuyamayan kişi, yatmadan önce ondan içmelidir. Sinirsel uykusuzluklarda, kalbin üstünde kompres yapılmalıdır.

44. Sarhoş kişi, iki yemek kaşığı dolusu şurupla hemen ayıltalabilir.

45. Bu şurubu sabahları ve akşamları alanlar, başka bir iIaca gerek duymazlar. Çünkü o bedeni güçlendirir, sinirleri ve kanı tazeler, ellerin ve ayakların titremesini önler. Kısacası, tüm hastalıkları iyi eder. Beden dikleşir, yüz gençleşir ve güzelleşir. ***Şurubu, kesin alkol yasağı hallerinde günde bir çay kaşığı içerek başlamak ve sık sık böbrek ve karaciğer bölgelerinde kompres yapmak yerinde bir davranış olur. Belirti1en tüm ölçüler, biraz su veya bitki çayı ile inceltilerek kullanılmalıdır.
İÇİNDEKİLER: Sarısabır, Ravent Kökü, Mirra, Cedvar, Centiyane, Domuzdikeni, Melekotu Kökü, Doğal Kafur, Sinameki, Eğir kökü, Besbase, Safran, Tarçın, Kakule, Tabii kanyak
KULLANIM BİÇİMLERİ: Ağız yolu ile: Koruyucu olarak, sabah ve akşamları, yarım tatlı kaşığı ,inceltilmiş olarak alınır. Basit rahatsızlıklarda, günde 3 tatlı kaşığı alınabilir. Ağır hastalıklarda ise, günde 2-3 yemek kaşığı alınmalıdır. Bir yemek kaşığı dolusu şurup, 1/8 litre bitki çayı ile inceltilerek, her yemekten önceki ve sonraki yarım saat süresince yudumlanarak içilmelidir. Şurup ağız yoluyla alındığında süt içi1memelidir. Kompres: Kompres yapılacak bölgeye önceden zeytinyağı veya kantaron yağı sürülür. Uygun boyda bir bez parçası şurupla ıslatılır, sıvının fazlası sıkılır ve nemli bez hasta bölgeye yatırılır. Üstü bir naylon parçası ile örtülür ve hepsi, büyükçe bir bez veya sargı bezi ile sağlamca tespit edilir. Kompres süresi duruma göre 2-4 saat olabilir ama gece boyunca da sürebilir. Süre sonunda bez naylonun içinde dürülür, hava almaması sağlanır. Bez biraz ıslatılarak tekrar tekrar kullanılabilir. . NOT: Bu bilgiler "Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık" adlı kitaptan alınmıştır. ***Her türlü hastalığı teşhis ve tedavi yetkisi yalnızca doktorlara aittir. Bitkisel ürünler doktorunuzun verdiği tedaviye destek olarak değerlendirilmelidir. Küçük hastalıkların, büyük hastalıkların habercisi olabileceği unutulmamalıdır.
kaynak:apiterapi.uzerine.com
Devamını oku »

HASTALIKLARVEBİTKİLERLE TEDAVİ

Haşlayıp ezerek koyarsanız kaşıntı geçer.
APANDİSİT
Bu hastalığı önleyici en etkili şey, Böğürtlen çayıdır.
ARPACIK AĞIZ YARALARI
Sirke ve susam yağı karışımı ile gargara yapılabilir
Birer çorba kaşığı böğürtlen yaprağı, hunnap, mercimek ve sinirli yapraktan oluşan karışımı kaynatıp, ılıkken gargara yapabilirsiniz.
Kuru üzüm, anason ve balı aynı ölçüde karıştırıp, yaraların üzerine sürebilirsiniz.
Bol kekik çiğneyin.
AKCİĞER RAHATSIZLIKLARI
Isırgan tohumu, karabiber, mürsafi, bal ve hardal eşit miktarda karıştırılır ve sabah akşam birer çorba kaşığı yenir.
ALERJİ
100gr. ısırgan otu + 100gr. kırkkilit otu karışımını çay gibi demleyip, günde 3 çay bardağı içmek ve bu tedaviye en az 20 gün devam etmek gerekir.
Şahtere otu çay gibi demlenip, sabah akşam 1 su bardağı içilebilir.
Birer çorba kaşığı Acı yonga ve Ravend çini, demlenip sabah akşam birer bardak içilir.
Kaşınan bölgeye Oğulotunu
1 çay bardağı sıcak suya bir tutam papatya konur ve bir müddet sonra süzülerek bununla göze masaj yapılır. Bu tedavi 2 saatte bir, 5-10 dakika tekrarlanır.
ASTIM
1 lt. suya 1 tutam Mersin yaprağı veya ısırgan konur ve 10 dk. kaynatılıp demle-nir ve süzülür. Günde 8-10 çay bardağı, şekersiz olarak içilir.
1 lt.sıcak suya 5 yemek kaşığı Isırgan otu konur, 5 dk. sonra süzüp günde 8-10 bardak şekersiz içilir.
BADEMCİK
Kekik gargarası çok etkilidir.
Balık yağı içirilmelidir.
BASUR
Zulumba ve Üzerlik tohumu eşit oranlarda katıştırılıp, sabahları aç karnına 1 çay kaşığı yenir.
BAŞ AĞRISI
Baş ağrısının pekçok sebebi olabilir. Etkili tedavi için bu sebepleri ortadan kaldır-mak gerekir.
1 bardak sıcak suya birer tutam lavanta, papatya, nane, biberiye ve kekik konur,5 dk. sonra süzerek günde 2-4 bardak içilir.
BÖBREK VE MESANE TAŞI
1 lt. suya birer tutam Kırkkilit otu, Mısır püskülü ve Kiraz sapı konur, 5 dk. kay-natılır ve süzerek günde 2-4 bardak içilir.
Ağrıyı dindirmek içinse; 1 lt. suya birer tutam Keten tohumu ve Meyan kökü ko-nur, 15 dk. kaynatılıp süzülür ve günde 3-4 bardak, aç karnına içilir.
CİLT HASTALIKLARI
80g. ravent çini, 1kg bal ile karıştırılarak günde 3 öğün aç karnına 1 tatlı kaşığı yenir.
DAMAR TIKANIKLIĞI
250g.Hayıt tohumu, 6lt suda yarım saat kaynatılır ve günde 3 öğün, aç karna, bir çay bardağı içilir. ( Tansiyon düşürücü etkisi vardır. )
DUDAK ÇATLAMASI
Balmumu ve gülyağı birlikte eritilerek çatlaklara sürülür.
Susam yağı da iyi bir koruyucudur.
ERGENLİK SİVİLCELERİ
Şap ve narkabuğunu sirkeli suda kaynatıp bu su ile sivilceleri silmek yararlıdır.
GASTRİT
Hergün kahvaltıdan önce 1 çay kaşığının dörtte biri oranında Hardal tohumunu, ılık su ile içmek ve bu tedaviyi 20 günlük kür halinde yapmak faydalıdır.
GUATR
Tere tohumu, nöbet şekeri veya bal ile eşit oranlarda karıştırılıp yenir.
Deniz süngeri kurtulup toz haline getirilir ve balla karıştırılarak yenir.
KALP KRİZİ
Ökseotu çayı, Melisa çayı ve Adaçayı içmek kap krizini önleyici etkiye sahiptir. Ayrıca Civanperçemi, Atkuyruğu ve kekik oturma banyoları da yararlıdır.
KANSIZLIK
50g. Kınakına, 1kg siyah kuru üzüm ve 1/2kg Mürdüm eriği ile, 3lt suda bir müddet kaynatılır ve günde 3 öğün içilir.
KAS ERİMESİ
Günde 3-4 bardak Aslanpençesi çayı yudum yudum içilmelidir.
KEMİK ERİMESİ
Günde 3-4 bardak Civanperçemi çayı yudum yudum içilmelidir.
KİREÇLENME
400g. Ardıç tohumu, 1kg bal ile karıştırılır ve bu karışımdan, günde 3 öğün, aç karnına, 1 tatlı kaşığı yenir.
NEFES DARLIĞI
Bir miktar Deniz kadayıfı, toz haline getirilir. Ihlamur içine 1 çay kaşığı oranında katılarak kaynatılıp içilir.
ÖKSÜRÜK
Günde 20g.'dan fazla olmamak kaydıyla, Defne tohumu bal ile karıştırılıp yenir.
100g. toz zencefil ve 100g. toz zerdeçal 1kg bal ile karıştırılarak günde 3 öğün aç karna, 1 tatlı kaşığı yenir.
PROSTAT
100g. Eğir kökü, 5lt suda, 2.5lt kalıncaya dek kaynatılır. Günde 3 öğün, yemeklerden yarım saat önce, 1 çay bardağı içilir.Aynı miktarda Kereviz tohumu da aynı şekilde hazırlanarak günde 3 öğün, yemeklerden 15dk. önce, 1 çay bardağı içilir.
ROMATİZMA
Hardal tohumu dövülüp, bal ile karıştırılarak yenir. Ayrıca, ağrılı bölgeye sürülür.
Aşağıdaki yağlar belli oranlarda karıştırılıp ağrılı bölgeye tatbik edilir ;
· Pelesenk yağı : 100g.
· Kekik yağı : 70g.
· Alabalık yağı : 50g.
· Karanfil yağı : 25g.
SEDEF HASTALIĞI
50g. Isırganotu, 50g. Şahtereotu ve 50g. Civanperçemi 1 lt. sıcak suda 15 dakika bekletilip süzülür ve günde 3-4 bardak içilir.
ŞEKER HASTALIĞI
1 lt. sıcak suya 20g. Mersin yaprağı konup 5-10 dakika demlenir ve gün boyu içilir.250g. servi kozalağı, 250g. pelinotu ve 100g. melisa 2.5lt. alkole konur. Hava almayan bir kapta 45 gün bekletilir ve günde 3 üğün, aç karna, 1 kahve fincanı suya 8-10 damla damlatılarak içilir.
kaynak:netten alıntıdır
Devamını oku »

Bunları Okudunuz mu ?;