KABAK ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI

31 Ocak 2008 Perşembe
Kabak çekirdeği kelimenin tam anlamıyla çebinizdeki doktor
- Lifi bol bir sebze olan kabak, bağırsakları tembel olanlar için tercih edilmesi gereken sebzelerdendir. Kabak sebzesi potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir gibi madensel elementler içerir. Kabak bedeni temizler, sinirleri yatıştırır. Besin değerinin kaybolmaması için kabağın buğuda pişirilmesi önerilir.Kavrulan çekirdekler, diğer çekirdekler arasında en fazla besleyici ve lezzetli olanıdır.. Sarı-beyaz renkte bir kabuk içinde bulunan kabak çekirdekleri kabuksuz olarak da üretilir.
Kabak çeçirdeğinin faydaları
*Mineraller, esansiyel yağlar ve protein bakımından zengindir.
*Solucan düşürme özellikleri vardır. Şerit solucanları ve diğer solucanları iyi bir defedicidir.
*Çinko içeriği, kabak çekirdeğini genellikle erkek ve kadın verimliliği için özellikle önemli yapar.
*İyi huylu prostatı büyümüş erkeklerin prostatının büyümesini durdurmak için kullanılır.
*Mesane iltihabı veya idrar tutulması gibi ikinci derecede böbrek rahatsızlıklarında da kullanılır.
*Kabak çekirdeği, büyümüş prostat veya prostat kanserinin mesaneden idrar çıkışını engellediği zaman gelişebilecek idrar yolları zorluklarından kurtarır.
*Eskiden beri ev ilaçları olarak mide bulantılarında ve deniz tutmalarında da kullanılmıştır
Kabak çekirdeğinin hangi zenginlikleri var?
*Kabak çekirdeği, minerallerin mükemmel bir kaynağıdır.
*Bir bardağın ¼ ünü dolduracak kabak çekirdeği çinkonun tavsiye edilen günlük alımının %20 sini, magnezyum ve manganezin ise %50 sini sağlamaktadır.
* Bazı B vitaminlerini içerdiği gibi kemik sağlığı ve kan pıhtılaşması için ihtiyaç olan K vitaminini önemli bir miktarda da içermektedir.
* Yağ içeriğine gelince, kabak çekirdeği, hormon dengesi, beyin fonksiyonu ve cilt sağlığı için ihtiyaç olan omega 3 ve omega 6 esansiyel yağlarını birlikte almak için iyi bir kaynaktır.
Özellikle kimler yemelidir?
• Prostatı büyümüş kimseler
• Kısırlık veya hormonal dengesizliği olan kimseler
• Solucan ve tenya bulunan kimseler
• İdrar tutukluğu olan kimseler
• Mesane iltihabı olan kimseler
• Kemik erimesi olan kimseler Önerilen kullanma şartları ve miktarlar Kabak çekirdeği, çerez olarak yenebildiği gibi, musliye, salatalara veya fındık çekirdek kavurmalarına ilave edilerek te yenebilir. Günlük doz iki tatlı kaşığı veya 20-30 gr kadar olması uygundur. Sabah akşam devam edilir.
- Kabak Çekirdeği Erkeklerin Kemikleri için Koruyucudur Daha yaşlı erkekler için kemik erimesi (osteoporotik) büyük önem taşımaktadır. 50 yaşın üzerinde 8 erkekten birinde kemik erimesine rastlanmaktadır. 45-92 yaş arasına değişen yaşlarda 400 erkek üzerinde yapılan bir(American Journal of Clinical Nutrition) çalışmada düşük çinkolu diyetle, düşük kan seviyesi ile osteoporoz arasında bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Kabak çekirdeği gibi çinko bakımından zengin bir diyetin prostat sağlığına yaptığı katkıya ek olarak kemik yoğunluğunun iyileştirilmesine de katkı sağlar Kabak Çekirdeğinin Mafsal İltihaplarında(artrit) Anti-enflamatuar Yararları Var Prof Dr.Ahmet Aydın
Kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

GÜZEL VE GİZEMLİ GÖZLER İÇİN

Doğru makyaj ile daha alımlı ve çekici bakışlara kavuşabilirsiniz.
Önce Kaşlarla başlayalım: Kaşlarınızı alırken doğal çizgiyi izleyin ve kaşlarınızın arasından, altından ve gerekiyorsa üstünden alın. Size en çok hangi biçimin uyduğunu düşünün, kaşlarınız simetrik olmazsa diye çok kaygılanmayın. Öncelikle kaşlarınızı ters yönde kaş kaleminin fırçası ile sertçe fırçalayın. İkinci aşamada kalemle belirginleştirebilirsiniz. Doğal olamayacak kadar abartılı bir yay çizmeyin. Kaşlarınızın iç köşelerde biraz daha kalın olması, kaş kemiğine doğru incelerek ilerlemesi gereklidir. Ve üçüncü aşamada kaşlarınızı tekrar yumuşakça fırçalayın. Kaşlarınızı vurgulamak ve kusursuz bir biçime kavuşturmak için kaş kalemi veya küçük bir fırça yardımıyla koyu renkli, pudralı far sürün. Kaşlarınızı vurgularken saç renginizden biraz daha koyu bir renk seçin, ancak saçlarınızla kaşlarınız arasında yapay ve itici bir karşıtlık oluşturacak kadar da koyu bir renk kullanmayın.
Daha sonra Kirpikler:Göz kapaklarınızı lekelememek için maskarayı önce alt kirpiklerinize sürün. Üst kirpiklerinizi boyarken gözlerinizi iyice açın, çenenizi kaldırın ve çubuğu kirpiklerin kökünden başlayıp ucuna kadar, yana doğru ilerleyecek biçimde gezdirin. Böylece kirpiklerinizin tamamı kaplanmış olur. En çok siyah maskara beğeniliyor olsa da, insan yaşlandıkça ve cilt rengi değiştikçe siyah/kahverengi veya kahverengi maskara daha güzel görünmeye başlıyor. Eğer maskara çubuğuyla kirpiklerinizin köküne kadar inemiyorsanız, kök çevresinde maskara artıkları bırakmamak için o bölgeyi yumuşak ve siyah renkli bir göz kalemiyle boyayabilirsiniz. Maskara özellikle sarışınlarda kimi zaman çok ağır durabilir. Üst kirpikleri siyahla boyamak, alt kirpiklerdeyse kahverengi, mavi, hatta mürdüm maskara kullanmak kumrallarda bile çok iyi sonuç verir. Mavi maskara gözlerinizin aklarının daha beyaz görünmesini sağlar.
-Göz kalemi göz kalemini uygulamanın en kolay yolu, gözkapağını gerilene kadar yavaşça çekmek, ardından kalemi kirpik çizgisine koyduktan sonra gözkapağı boyunca ilerletmektir. Sıvı göz kalemleri canlı, belirgin bir çizgi verir. Çubuk biçiminde olan ürünleri kullanabileceğiniz gibi, ıslak farı çok küçük bir fırça yardımıyla da sürebilirsiniz. Daha yumuşak bir etki için gözlerinize kalem çektikten sonra çizgiyi parmağınızla veya bir pamuklu çubukla dağıtırsanız, buğulu ve çekici gözler elde edersiniz.
-Far Gözkapağına far sürmek kimi zaman çok zor olabilir, bu nedenle gözkapağının tamamında doğal, soluk renkli far kullanın. Bu şekilde oluşturacağınız pürüzsüz ve mat yüzeyin üstüne daha canlı renkleri uygulayabilirsiniz. Gözün biçimini düzeltirken dikkat edilecek ikinci konu, doğal ışığın kusursuz bir gözün çevresinde hangi noktaya vuracağını düşünmektir.
Göz biçimlerini düzeltmek için öneriler:
-Çukur Gözler: Gözkapağının tamamında uçuk bir far veya kapatıcı kullanın. Böylece açık renkli ve temiz bir gözkapağı yaratmış olursunuz. Maskarayı çok tutarak gözlerinizi vurgulayabilirsiniz.
-Sarkık Gözkapakları: Orta ile koyu arası bir far kullanarak, gözün dış kenarıyla iç kenarı arasındaki mesafenin dış kenara yakın üçte birlik kısmına denk gelen noktadan başlayıp kirpik çizgisinden kaş kemiğine kadar bir çizgi çekin. Sonra yumuşak bir fırça alarak rengi kaş kemiği boyunca, gözün iç köşesine doğru dağıtın. Gözün dış köşesine uçuk renkli bir far sürüp gözlerinizi iyice vurgulayarak makyajı tamamlayın.
-Çıkık Gözkapakları: Böyle gözlere karşıdan baktığınızda, gözden çok gözkapağı görürsünüz. Işığın vurduğu noktalara pastel gri/kahverengi tonda bir far sürerek yapay gölge yaratın, ardından kaş kemiğine açık renkli bir far sürüp kaşları öne çıkarın.
- Küçük Gözler: Gözü çepeçevre göz kalemi veya farla boyamak daha küçük gösterir. Dış kirpiklerin arasına süreceğiniz uçuk renkli bir far veya kapatıcı küçük gözleri büyütür. Maskara da benzer bir etki gösterir. Kusursuz bir göz çukuru çizgisi çekmek için, aynayı tam karşınıza alın ve üst gözkapağınızın arkasında bir fırça veya sünger kullanın. Böylece en doğal göz çevresini çizmiş olursunuz.
Gözün neresinde hangi rengi kullanacağınıza karar verirken temel kuralı unutmayın: Koyu renkler derinleştirir veya çukurlaştırır, açık renklerse sürüldükleri bölgeyi ortaya çıkarır. Dolayısıyla gözkapaklarına ve kaş kemiklerine açık renklerin, kirpik çizgilerine ve göz çevresine koyu renklerin kullanılmasında yarar vardır. Renk önerileri Yanlış veya doğru renk yoktur. Göz renginiz ne olursa olsun deney yapmaktan korkmayın. Karşıt renkler göz rengini ortaya çıkarır. Az ve öz kuralını unutmayın. Rengi azar azar ekleyin ve iyi karıştırın. Farınız az geldiğinde eklemek kolaydır, ama fazla geldiğinde silmek çok zordur.
-Mavi gözlere en çok gri, leylak ve pembe tonları yakışır. Alt kirpiklerde eflatun renkli bir çizgi çok çarpıcı görünecektir. Açık renkli gözlerle koyu renkli makyaj çok güzel bir karşıtlık oluşturur.Kahverengiler mavi gözleri vurgular.
Koyu renkli gözler, kahverengi, siyah, badem ve şeftali gibi doğal tonlarla daha iyi görünür. Siyah veya kahverengiyle krem renkleri arasındaki karşıtlık, ister çok delici, ister ağırbaşlı ve sakin gözler yaratmanız için size geniş bir aralık sunar. Eğer koyu renkli far kullanıyorsanız, elmacık kemiklerinize düşebilecek renk parçacıklarını tutması için gözünüzün hemen altına ışık geçiren bir pudra sürün. Bu parçacıkların fondöteni bozmadan silinmesi kolaydır.
Yaşlı ciltlerde, cildin dokusunu vurgulayan koyu farlardan uzak durun. Uçuk ve parlak renkler gözleri daha iyi gösterir
kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

CİLT BAKIMI

29 Ocak 2008 Salı
Kış aylarında cildimiz çok fazla kurur ve çatlar
Yüz ve boyun dış etkenlerden çok fazla etkilenir. Yüzümüzün cilt yapısı elimizin cilt yapısına benzer. Fakat yüzümüzün cildinin elimizin cildine göre başka sorunları da vardır. Siyah noktalar, sivilceler, yağlanmalar veya kurumalar, kırışıklık gibi. Bunlar cildin gerçek ve en büyük düşmanıdır.
Herkes normal bir cilde sahip olmak ister. Fakat cilt ister normal, ister yağlı, ister kuru olsun asıl önemli olan cilt bakımını bilmek ve cildimizi korumaktır.
Cilt bakımında aşağıdaki maskeleri uygulayabilirsiniz.
Sabah Bakımı
İlk olarak sabah kalktığınızda su ve temizleme jeliyle cildinizi iyice yıkayın ve yumuşak bir havlu ile kurulayın. Bir süre sonra yani cilt kuruduktan sonra tonikle temizleyin.toniğiniz yoksa gül suyu kullana bilirsiniz. Cildinizi temizledikten sonra mutlaka cildinize uygun bir nemlendirici krem sürün fakat cildiniz kuru dahi olsa kreminiz çok yağlı olmasın. Sabah yaptığınız bu basit cilt bakımı cildinizi ve boynunuzu gün boyu dış etkenlerden korur ve cildinize güzellik kazandırır.
Akşam Bakımı
Özellikle makyajlıysanız yüzünüzü ve boynunuzu önce temizleme jeliyle yıkayın, daha sonra tonik veya losyon, bunlar yoksa süt ile iyice silerek temizleyin. Yüzünüzde fondöten veya pudra artığı bırakmayın. Daha sonra cildinize sabah kullandığınızdan biraz daha yağlı bir nemlendirici krem sürün. Kreminizi cildinizin yapısına göre seçmeye özen gösterin.
Cildinize uyguladığınız sabah ve akşam bakımının yanında haftada bir kez uygulayabileceğiniz bazı doğal bakım yardımıyla da cilt bakımı yapabilirsiniz.
Cildinizdeki gözenekleri sıkılaştırmak için
2-3 yemek kaşığı kill ile 2 tane havucun suyunu karıştırıp yüzünüze sürün. 1 saat bekledikten sonra yüzünüzü soğuk su ile yıkayın.
1 litre maden suyuna 1 tutam lavanta çiçeği, 1 tutam ısırgan yaprağı, 1 tutam kırlangıç otu atıp 2 gün bekletin. Sonra bu su ile yüzünüzü silin. 30 dakika bekledikten sonra ılık su ile yüzünüzü yıkayın.
Cilde Parlaklık Vermek İçin
1 kaşık bal ile 1 yumurtanın akını iyice çırpıp yüzünüze sürün. 15 dakika bekledikten sonra avuç içlerinizi 4-5 kere yüzünüze bastırıp çekin. Daha sonra yüzünüzü soğuk su ile yıkayın.
Aynı miktarlarda avokado yağı, buğday yağı, saf zeytinyağı ve 2 yemek kaşığı balı iyice karıştırıp cildinize sürün. 10-15 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın.
Devamını oku »

SUNA DUMANKAYA'DAN GÖZ ALTI MORLUKLARINA ÖNERİLER

27 Ocak 2008 Pazar
Suna dumankaya'dan gözaltı morluklarına öneriler
Gözaltı morlukları genetik yapıdan kaynaklanabileceği gibi, buna sağlık sorunu da sebep olabilir. O yüzden öncelikle bir doktora görünün. Morlukları hafifletmek için, birer çay kaşığı bal, limon suyu ve tuzsuz tereyağını karıştırıp, gün aşırı ince bir tabaka halinde sürün. 20 dakika bekletin. Haftada bir de kivi kabuklarının ıslak kısmını 15 dakika gözaltınızda tutun.
-1yumurta akı ile bir tatlı kaşığı Türk kahvesini karıştırın. Bunu gazlı beze sürüp, göz çevresine yerleştirin. Karışımı 20 dakika bekletin
-Bir patatesi rendeleyip, gazlı bez arasında beklet ve 30 dakika akşamları bir tatlı kaşığı bu rendeyi, eşit miktarda limon suyunu ve tatlı badem yağını karıştırıp, sür. Zamanla açılacaktır.
- Her akşam bir tatlı kaşığı limon suyu, bir tatlı kaşığı tatlı badem yağını karıştır ve sen göz çevrene sür. Biraz beklet ve yıka.
-Elma suyu ile kompres yaparak ya da zaman zaman kivi bekleterek morluklarınızı hafifletebilirsiniz.
-Taze inciri ortadan ikiye ayırın. Göz altınızın üzerinde 15 dakika bekletin. Ardından kuşburnunu çay gibi demleyip süzün. Pamuk yardımıyla göz çevrenize yavaş yavaş kompres yapın.
Devamını oku »

KİL İLE CİLDİNİZİ GÜZELLEŞTİRİN

Kil ile gelen cilt güzelliği
Cilt insanı güzelleştiriyor, saçlara canlılık veriyor ve yaralara iyi geldiği için pek çok kadın tarafından cilt bakımında tercih edilen maddeler arasında yer alıyor.
Herbalist İlhan Arslanyürek, doğadan elde edilen kilin silisyum, demir asidi, alüminyum, magnezyum gibi insan vücuduna yararlı maddeler ve mineraller içerdiğini söyledi. Kilin içinde barındırdığı maddeler nedeniyle cilde ve birçok rahatsızlığa iyi geldiğinin bilindiğini belirten Arslanyürek,

''kadınlar hem bir temizlik malzemesi olarak hemde güzelleşmek için kili kullanıyor. Kilin sivilceleri iyileştirici, saça canlılık verici ve kepeği önleyici özelliği var'' dedi. Arslanyürek, kadınların kili kimi zaman hamur halinde kimi zaman ise bir gün önceden ıslatarak suyunu kullandığını, kilin piyasaya yeni çıkan birçok kozmetik üründe de kullanıldığını belirtti. Kilin sadece güzellik ve temizlik için değil, cilt hastalıkları için de kullanıldığını belirten Arslanyürek, kili selülit, pişik ve ciltteki çeşitli yaralar için de kullananlar olduğunu da açıkladı.
kaynak:haber7
Devamını oku »

HAVUÇUN FAYDALARI

HAVUÇ:uzmanlar, havucun, süratle kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebze olduğunu söylüyor. Kansızlık halinde, sabah, öğle, akşam taze çıkarılmiş 1 çay bardağı havuç suyu içilmesi, suyu çıkarılamazsa ince rendelenmesi ve iyice çiğnenerek yenilmesi öneriliyor. Mide ve barsak kanamalarında da havuç suyunun çok faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, havucun, özel şekeri, A vitamini ve bol vitaminleri ile karaciğeri kuvvetlendirdiğini, ona rahatsızlığında kendi kendini tamir imkanı verdiğini, vücuttaki üre asidi, ürat tuzları, benzeri yorgunluk maddelerini, diğer zehirleri idrarla dışarı attığını vurguluyor
*A, C, B1 ve B2 vitaminlerince zengin bir ürün olan havuç, çiğ olarak ya da pişirilerek tüketilir.
*Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor.
*Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür.
*Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor.
*Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor.
* Mide ve bağırsak kanamalarını önler,
* Kansızlığı giderir,
*Anne sütünü arttırır,
*Yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir,
*İdrar ve bağırsak gazlarını söktürür,
* Ülserdeki şikayetleri giderir.
* Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
*Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi. .
kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

KEMİK ERİMESİ

25 Ocak 2008 Cuma
Kalsiyum nedir?
Kalsiyum vücudumuzda en çok bulunan mineraldir. Yüzde 99'u kemik ve dişlerde, geri kalanı kaslar ve kanda depolanır. Kalsiyum kemik yapımı dışında, kas hareketleri, sinir sisteminin çalışması ve hormonların salgılanmasında kullanılır. Kalsiyumun vücut için önemi yaşla doğru orantıda artar. Eksikliği çok önemli ve yaygın bir sağlık sorunudur. Milyonlarca kişinin yeterince kalsiyum almadığı söylenebilir. Kalsiyum eksikliği neden olur,
Kemik erimesi nedir?
30-35 yaşlarına kadar kalsiyum kemiklerde depolanır ancak bundan sonra depolama durur ve tek kaynak gıdalarla alınan kalsiyum olur.Yeterince yemezseniz vücudunuz kullanacak kalsiyum bulamaz ve kemik yoğunluğu azalmaya başlar. Genç yaşlarda alınan kalsiyum depoların dolu olmasını sağlar. Sonuçta ileri yaşlarda yeterli derecede bulunmazsa, kemik erimesi (osteoporoz) başlar. Kemikler zayıflar ve içlerinde iğne başı gibi delikler oluşur.
KADINLAR DAHA RİSKLİ
Kemik erimesi olan milyonlarca insan vardır ve bunların yüzde 80'i kadındır. Osteoporoz kalça, omur, bilek veya leğen kemiği gibi yerlerde kırık olma riskini arttırır. Kemik erimesi eskiden sadece yaşlıların hastalığı olarak bilinirken günümüzde 12 yaşında çocuklarda bile ortaya çıkmaktadır.* Günlük kalsiyum ihtiyacımız ne kadardır? Her yaş grubu için ihtiyaç farklıdır. 6 aylığa kadar günde 210 mg., 12 aya kadar günde 270 mg., 1-3 yaş arası günde 500 mg., 4-8 yaş arası günde 800 mg., 9-18 yaş arası günde bin 300 mg., 19- 50 yaş arası günde bin mg. ve 50 yaş üzerinde günde bin 200 mg. kalsiyum alınmalıdır.
SÜT ÜRÜNÜ TÜKETİN
* Hangi gıdalarda daha çok kalsiyum vardır? Kalsiyumun çoğu süt ürünleri ile alınır. Hergün 2-3 porsiyon az yağlı veya yağsız süt ürünü tüketin. Eğer süt ürünlerinin sindiriminde sorun yaşanıyorsa, kalsiyum eklenmiş soya içecekleri veya müsli benzerleri, kalsiyum içecekleri ve yeşillikler tüketilmelidir.Ancak vücutta kalsiyum emilimi yaşlandıkça azalır. Bu yüzden ileri yaşlarda D vitamini ile birlikte alınması önerilmektedir. Protein diyeti uygulayanlarda .
* Kimler risk altında? Menopoz sonrası kadınlar ve adet göremeyen kızlar risk altındadır. Süt ürünleri yemeyen vejetaryenler ve süte alerjisi olanlarda risk artar.
* Gıdalar dışında kalsiyum desteği ne zaman alınmalıdır? Yeterince kalsiyum içeren besinler tüketilmezse, ekstra destek gerekir. Piyasada bol miktarda preparat bulunmaktadır ve aralarında fark yoktur. Alınan miktar önemlidir. Birçoğuna magnezyum ve D vitamini de eklenmiştir. Kalsiyum tabletleri gaz, şişkinlik ve kabızlık yan etkisi yapabilir.Bunlar süt ürünleri ile beraber alınmamalı ve öğün aralarında yutulmalıdır. Son olarak hatırlatmak istediğim; vücudumuzun kalsiyumu belirli bir yaşa kadar depoladığı ve sonra dışarıdan almaya ihtiyaç duyduğudur. Bu yüzden çocukluk ve gençlik yıllarında depoları dolu tutmak, sağlığınız için faydalı olacaktır.
KAYNAK.netten alıntı
Devamını oku »

SAÇLARINIZIN ÇABUK UZAMASI İÇİN

Çinko ve Saç Sağlığı
Saçlarımızın dökülmesinin en büyük sebeblerinden biride sağlıksız ve dengesiz beslenmedir. Vücudumuza günlük ihtiyacının altında protein aldığımızda, saç telinin oluşumundan sorumlu hücrelerin üretimi azalır ve demir, çinko, selenyum, bakır, kalsiyum gibi oligoelement, aminoasit eksikliği saç dökülmesine neden olur.Çalışmalar çinko mineralinin 5-alfa redüktaz enziminin hareketini engellediğini, ayrıca testesteron ve DHT' nin hücrelerimizin resöptörlerine bağlanmalarını önlediğini göstermektedir. Böylece çinko, folikülleri DHT' den korurken bu hormanların atılımını da artırır.
Çinko eksikliğinde saç büyümesi yavaşlamakta ve yaygın saç dökülmesi görülebilmektedir.Parlak, dolgun saçlara sahip olmaya yardım eden çinko ayrıca güzel ve sağlıklı bir cilt için gerekli dokuların oluşumuna, tırnakların gelişimine önemli katkıda bulunur.Çinko açısından en zengin besinler deniz ürünleridir. Bunun yanı sıra yağsız kırmızı ette de bol miktarda çinko bulunur. Ayrıca mantar, ceviz, fındık, badem, bulgur, fasulye, bezelye gibi besinler de çinko minerali açısından son derece zengin besinlerdir.Doktorunuzun denetiminde çinko ihtiyacınızı kapsül yada hap olarak da karşılayabilirsiniz.
Temel Yağ Asitleri ve Kullanımı
Araştırmalar ve klinik deneyler, keten tohumu yağı, ay çiçek yağı, siyah kuşüzümü yağı (GLA: gama linolenik asit açısından zengindir), çuha çiçeği yağı ve soya yağında bulunanlar da dahil olmak üzere temel yağ asitlerinin, prostata zarar veren ve erkek tipi kelliğin oluşmasına katkıda bulunan süreçlere karşı etkili olduğunu ortaya koymuştur. Temel yağ asitleri, linoleik, linolenik ve araşidonik asitleri kapsar. Bunlardan birini ya da daha fazlasını içinde bulunduran yağlar sık sık diyetimizde yer almalıdırlar.
Temel Yağ Asitlerinin KullanımıYukarıdaki yağların birinden günde bir çay kaşığı almanız yeterlidir. Siyah kuş üzümü yağı ve çuha çiçeği yağı kapsüllerini kullanabilir ya da bir çay kaşığı ayçiçeği yağını, diğer malzemelerle birlikte salata ya da diğer yiyeceklere ekleyebilirsiniz. Bu şekilde tavsiye edilen dozu almış olursunuz.Diyetinizde yeterli miktarda GLA almak genellikle zordur. Sağlıklı bir cilde, saç ve tırnaklara sahip olmanızı sağladığı ve ilaçlar gibi yan etkilere neden olmaksızın iltihap Önlemede etkili olduğu için GLA önemli bir maddedir. Günde iki kere 500 mg.lık siyah kuş üzümü kapsülü alarak, altı-sekiz hafta içinde saçınızın dokusunda, yoğunluğunda ve kalitesinde gelişme görebilirsiniz
kaynak.netten
Devamını oku »

ŞALGAMIN FAYDALARI

24 Ocak 2008 Perşembe
ŞALGAM
Hafif acımsı-tatlımsı kökleri sebze olarak yenilen Şalgam'ı veren bitkisi, Turpgiller'dendir. 50-120 cm. kadar boylanabilen ve ülkemizde de yetiştirilen bitkinin birinci yılında kökü ve toprak üstü yeşil kısımları; ikinci yılında çiçek sapı, çiçekleri ve tohumları oluşur.Bitkinin sebze olarak değerlendirilen bölümü, şişkin kökleridir. Basık, yuvarlağımsı ya da uzun silindirik biçimlerde olan kökün sertçe etinin rengi beyaz ya da mavimtıraktır. Ama, kökün toprak yüzeyine yakın kısmı kırmızı, mor, beyaz, sarı veya yeşil renklerde olabilir. Bitkinin oval biçimli yaprakları yeşil renkli, yaprak kenarları düz ya da testere gibi dişlidir.Şalgamın çiçek sapları 50-120 cm. kadar uzar. Erselik özellikli çiçekleri, parlak sarı ve bazen beyaz renkte olur. Tohumları lahananınkilere çok benzediğinden, satın alırken aldanmamaya dikkat edilmelidir. Şalgam, günümüzde hem insanlar hem de hayvanlar için üretilmektedir. İnsan yiyeceği olarak yetiştirilenleri yumuşak etli, hayvan yemi olanları ise sert etlidir. Şalgam, bazı çorba ve soslara katılır, yemeklerde garnitür olarak kullanılır. Bazı yörelerimizde suyu sevilerek içilir.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI
*Şalgam, patates yaygınlaşana değin, büyük önem verilerek tüketilen bir sebzeydi.
*Şalgam,tüm Turpgiller gibi, bedenin kansere yakalanma rizikosunu en aza indirgeyen bir besindir. o
*Zengin potasyum içeriğiyle yüksek tansiyonu düşürmektedir.
*İçerdiği zengin orandaki lifi sayesinde peklik (kabızlık) çekenlere iyi gelir. o *Bedene dinçlik sağlayan, mide ve siyatik ağrılarına iyi gelen bir besin olarak bilinmektedir.
*Şalgamın taş ve kum döktüğünü, bronşları boşalttığını, bol idrar söktürdüğünü uzmanlar, şalgamın yaprakları ince kıyılarak salata şeklinde yenirse yukarıdaki hastalıklara iyi geldiğini bildiriyor. Uzmanlar, şeker hastalarının da şalgam yiyebileceğini vurguluyor ve şalgam ne kadar çiğ yenirse o kadar faydalı olduğunu hatırlatıyor
KAYNAK:netten alıntı
Devamını oku »

UNUTKANLIĞA İYİ GELEN BESİNLER

23 Ocak 2008 Çarşamba
Unutkanlığı dert etmeyin
Zihin yorgunluğunu yenmek ve yüksek zekaya sahip olmakta beslenme çok önemli rol oynuyor. Ancak, şifalı bitkilerin de zekayı canlandırıcı etkileri var. Genelde yaşlılar için büyük bir sorun olan unutkanlık, artık gençlerde de görülüyor.
İki çeşit unutkanlık var.
*Birincisi basit unutkanlık, geriye dönüşü olan düzelebilen unutkanlık. Daha çok stres ve depresyonla oluşuyor.
*İkincisi ise kötü huylu unutkanlık. Hafıza kaybı, yani 'Alzheimer' hastalığı gibi beyindeki ağır hücre yıkımıyla ilgili oluşuyor. Beyindeki hücreler arası enerji transferinin bozulması, hücrelerin bilgileri kaydetme, tekrar çağırabilme, bilgileri depolayabilme ve özelliklerinin bozulması, unutkanlık olarak tanımlanıyor.
Hafıza gücünü artırmak için, vitamin almak, dengeli beslenmek, temiz havada egzersiz yapmanın yanı sıra bitkilerin şifalarından da yararlanmak mümkün.
* Kırmızı biber: İçerdiği bolca C vitamini sayesinde, uyarıcı etki göstermektedir. Özellikle acı olanı tercih edilmelidir. Dimağı kuvvetlendirici olmasının yanı sıra, soğuk algılındığında meydana gelen ağrıların giderilmesi için de iyi bir kaynaktır.
*Ceviz: Her gün bol miktarda ceviz yenilmesi, hafızayı canlı tutmaktadır. Görüntü olarak da beyni andıran bir özellik taşıması, dikkat çekicidir. Konsantrasyon güçlüğü için etkilidir.
*Üzüm: Özellikle kurutulmuş üzüm dimağı kuvvetlendirir. Sınav dönemlerinde öğrenciler için bulunmaz bir besin kaynağıdır. Unutkanlık için her gün yenilmelidir.
*Soğan: Sarımsak gibi, kan dolaşımını sağlayıcı ve kanı temizleyici etkiye sahiptir. Damarda tıkanıklık yapan maddelerin fonksiyonlarına engel olur. Beyinsel faaliyetleri artırır. Zihin yorgunluğuna iyi gelen soğan, adeta C vitamini deposu. Mikroplara karşı vücut direncini güçlendirirken, damar sertliği, grip, astım ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı vücudu koruyor. Böbreklerde taş ve kumların düşürülmesinde de önemli rol oynuyor.
*Buğday: Buğday unu; konsantrasyon bozuklukları ve ilgisizlik gibi durumlarda, dikkat eksikliğinde öğrencilerin yardımcısı olarak düşünülebilir. İçerdiği E vitamini sayesinde de hücrelerin yenilenmesinde rol oynar ve birçok minarelleri de içermektedir (B1, Ca, Mg, F, K, Fe, Zn, fosfatlar, vb.).
BİBERİYE ZİHİN AÇIYOR
*Biberiye: Dolaşım sistemini düzenleyici ve zihin açıcı etkisi bulunuyor.
*Karanfil: Çay gibi demlenip tatlandırılarak içildiğinde hafızayı kuvvetlendiriyor, zihni açıcı ve unutkanlığı geçirici etli gösteriyor. Bu çay, kalp çarpıntısına iyi geliyor. Ayrıca, dişleri kuvvetlendirici etkisi de var.
*Ahududu: Bahçelerde yetiştirilebilen bir bitkidir. İnsana zindelik verir. İyi bir zihinsel
yorgunluğu giderici özelliğe sahiptir.
*Kereviz: Unutkanlığı ve sinir yorgunluğunu giderir, idrar sökücü özelliği var. B vitamini, demir ve kireç içeren kereviz, böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardım eder, kan ve süt yapar, karaciğeri temizler. Şeker, yüksek tansiyon ve romatizma da da faydalıdır.
kaynak.takvim
Devamını oku »

ZEYTİNYAĞININ FAYDALARI

Zeytinyağının faydaları saymakla bitmez
*Çocukların beyin gelişimini ve kemiklerinin güçlenmesini hızlandırır. Başta E vitamini olmak üzere A, D, K vitaminleri içerir. Bu vitaminlerin sayesinde hücrelerin yenilenmesinde doku ve organların yaşlanmasını geciktirmede etkilidir.
*Cildi besler, saçları korur. İçerdiği linoleik asit sayesinde anne sütünden kesilmiş bebeklere (4 -5 aydan sonra bir kaç damla) yağsız inek sütünekarıştırılarak verilir. Bebekler için doğal besin işlevi görür.
*Zeytinyağının en önemli özelliklerinden biride kalp ve damar hastalıkları üzerindeki olumlu etkisidir. Kalp krizi riskini azalttığı gözlenmiştir. Bir çorba kaşığı zeytinyağı 14 gr, 120 kalori içerir. Akdeniz ülkelerinde yaşayanların kalp krizi riskinin diğer ülkelere göre daha az olduğu görülmüştür
*Zayıflama diyetlerinde zeytinyağını öğünlerden çıkartmak son derece sakıncalıdır.
*Yine zeytinyağının bağırsak, idrar yolları, safra kesesi gastritin giderilmesinde de etkin olarak kullanılabilir.
Bunları Biliyor muydunuz ?
*Gençlik ve ergenlikte vücudun en çok kaliteli gıdaya ihtiyacı olduğu dönemdir ve zeytinyağ burada iyi bir tercihtir.
*Yaşlılıkta kalsiyum kaybını önlüyor, kemik erimesine engel oluyor.
*Hamilelikte, içinde bulunan yağ asitleri hücre ve sinir sisteminin oluşturulmasında çok önemli etkendir.Günde iki çorba kaşığı zeytinyağı tüketilmelidir..
*Sporcular için zeytinyağı çok önemlidir. Zeytinyağın içerisinde bulunan oleik asit kaslar tarafından en kolay yakılan ve en kolay hazmedilen yağdır.
*Ağızda çalkalandığında dişlerin beyaz kalmasını sağlar.
*Kanseri önlemedeki rolü:
The Archives of Internal Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışma, yüksek oranda zeytinyağı tüketen kadınların göğüs kanserine yakalanma riskinin daha az olduğunu göstermiştir. New York'ta Buffalo Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ayrı bir çalışmada ise, zeytinyağı gibi bitkisel yağlarda bulunan bir madde olan ß-sitosterol'ün prostat kanser hücrelerinin oluşumunu engellemede yardımcı olabildiğini kanıtlamıştır. Araştırmacılar ß-sitosterol'ün hücrelerin bölünmemesi emrini veren hücre içi haberleşme sistemini güçlendirdiği, böylece hücre büyümesi kontrolsüz hale gelmeden kanserin engellenebileceği sonucuna varmışlardır. Oxford Üniversitesi'ndeki doktorlar tarafından yürütülen son araştırmada da,

*Zeytinyağının bağırsak kanserine karşı koruyucu özelliğe sahip olduğu belirlenmiştir. Doktorlar zeytinyağının bağırsak kanserinin başlamasını engellemek için midedeki asitle tepkimeye girdiğini keşfetmişlerdir..
*Tansiyon düşürücü: Archives of Internal Medicine dergisinin 27 Mart 2000 tarihli sayısında yayınlanan bir çalışma, zeytinyağının yüksek tansiyona olumlu etkisini bir kez daha vurgulamaktadır. Ayrıca zeytin ağacının yaprağı ile tansiyon düşürücü ilaçlar yapılmaktadır.
* İç organlara faydaları: Zeytinyağı mide asidini azaltarak mideyi gastrit ve ülser gibi hastalıklara karşı korur. Bunun yanı sıra safra salgısını harekete geçirerek, sindirimin en mükemmel hale gelmesini sağlar. Safra kesesinin boşalma işlemini düzenler ve safra taşı riskini azaltır. Ayrıca içindeki klor sayesinde de böbreğin çalışmasına yardımcı olur ve böylece vücudun atıklardan arınmasını kolaylaştırır. Bunların yanı sıra beyin damarlarının sağlığına da olumlu etkisi vardır.
*Yaşlanmayı önlemesi: Zeytinyağının içerdiği vitaminler, hücre yenileyici özelliklere sahip oldukları için, yaşlılık tedavisinde de kullanılır, cildi besler ve korurlar. Besinlerle beraber bedenimize "serbest radikal" denilen bazı maddeleri de alırız. Zeytinyağı, başta E vitamini olmak üzere, içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle bu zararlı maddelerin vücudumuzda neden olduğu tahribatı önler, hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.

*İşte zeytinyağını dıştan sürmekle elde edilen faydalardan bazıları:
• Cilde ve saça inanılmaz güzellik katar. Kuru cildi canlandırır, kırışıklıkları azaltır. Zeytinyağı cildi yumuşatır ve esnek, pürüzsüz bir görünüm verir.
• Zeytinyağı yorgun ayakları dinlendirir ve canlandırır. Zeytinyağının mükemmel yumuşatma ve nemlendirme kapasitesi vardır. Çatlak ve kuru ayakları tedavide birebirdir.
• Zeytinyağı traş edilecek bölgeyi yumuşatma ve rahatlatmada birebirdir.
• Kurumuş ve çatlamış dudak için merhem olarak kullanılabilir.
• Saçtaki kepeği ve dökülmeyi engeller. Saçı parlatır.
• Tırnakları güzelleştirir ve güçlendirir.
• Zeytinyağı ile doğum çatlakları azaltılabilir.
• Emzirenler için en iyi göğüs ucu bakımı zeytinyağı ile yapılır.
kaynak:netten alıntıdır
Devamını oku »

GRİPTEN KURTULMANIN YOLLARI

22 Ocak 2008 Salı
Kış aylarında hemen hemen herkes grip olur.Grip'ten kurtulmak için ise
Bazı gıdalar var ki hastayken onların sofranızda bulunması iyileşme sürecinizi de etkileyebiliyor. Eğer gripseniz, mönünüzde bir kase tavuk suyuna çorba, dolmalık yeşil biber, yaban mersini, hardal, yaban turpu ve kızılcığın olmasında yarar var
Grip tedavisi olurken hangi aşamada mutlaka ilaç kullanmak gerekir?
Grip bilindiği gibi standart antibiyotiklerin öldüremediği virüs denilen mikroorganizmalar ile ortaya çıkar. Bu nedenle hafif seyreden vakalarda sadece istirahat ve biraz destek ile vücudun hastalığı yenmesi beklenebilir. Gerekiyor ise basit ağrı kesici ateş düşürücüler ve konjesyon giderici ilaçlar ile destek yapılabilir. Fakat bu tedbirlere rağmen hastalık belirtileri azalmıyor ve genel durum kötüleşiyor ise bir doktora başvurup; 'onun belirleyeceği ilaçları kullanma zamanı gelmiş' demektir.
Grip ve soğuk algınlığı tedavisi, genellikle belirtileri gidermeye yönelik ilaçlarla yapılıyor
Bizim kendi kendimize evde yapabileceğimiz bir şeyler yok mu?
Bunların başında grip ve soğuk algınlığında tedaviye ne zaman başlanması gerektiği gelir. İster inanın ister inanmayın; yaşadığınız o can sıkıcı belirtilerin bir kısmı, doğal iyileşme sürecinin bir işareti ve savunma sisteminin hastalıkla mücadele ettiğinin kanıtıdır. Meselâ ateş, bedeninizin mikropları normalden daha sıcak bir ortamda öldürmeye çalışması nedeniyledir. Normalden daha sıcak bir ortam mikropları öldüren proteinlerin kana daha çabuk ve etkili yayılmasını sağlar. Dolayısı ile orta dereceli bir ateşe bir iki gün tahammül ederseniz, daha çabuk iyileşirsiniz
İSTİRAHAT EN İYİ İLAÇGrip olan kişi daha sıcak bir ortamda mı kalmalı? Vücudu sıcak tutup istirahat etmek ona tüm enerjisini hastalıkla savaşmaya yöneltme fırsatı verir. Bir battaniyeyi üzerinize çekip yatmak yapacağınız en doğru harekettir. Bununla birlikte içeceğiniz sıcak içecekler tıkanıklıkların açılmasına yardımcı olur, susuz kalıp kurumanızı engeller, boğazınızı yumuşatır. Eğer burnunuz ve boğazınız tıkalıysa gece rahat bir uyku uyuyamazsınız. Papatya, nane ve kuşburnu gibi bir bitki ile hazırlanan çayın içine bir tatlı kaşığı bal katıp tatlandırın; eğer içki içiyorsanız dört çorba kaşığı konyak ekleyin, içmiyorsanız yarım limon sıkın. Bunu yatmadan önce sıcak olarak içmek sizi rahatlatacaktır. Bu içeceğin oda ısısına gelmiş halini gargara için de kullanabilirsiniz. Sıcak buharlı bir duş almakta üst solunum yollarını rahatlatarak, kaslarınızı gevşeterek iyileşmenize yardımcı olur.
SEVGİ DOLU BİR ÇORBA
Grip nedeniyle tıkalı olan bir burnu açmak için evde neler yapılabilir? En doğrusu sümkürürken bir burun deliğini tıkayıp diğerini fazla zorlamadan temizlemektir. Bunun yanında tuzlu su ile burnun temizlenmesi hem tıkanıklığı açar hem de virüs ya da bakterileri ortamdan uzaklaştırır. Tuzlu su şöyle hazırlanabilir; 1 su bardağı ılık suyun içine yarım çay kaşığı tuz ve yarım çay kaşığı karbonat eklenir. Eritildikten sonra sıra ile her iki burun deliği bir damlalık veya burun pompası yardımı ile yıkanır.
Tavuk suyuyla yapılan çorba gerçekten grip için ilaç etkisi yapar mı?
Tavuk suyuna sıcak çorbanın grip tedavisindeki hikmeti sıcak olmasından, sulu olmasından, kolay sindirilebilmesinden, içinde bol miktarda değerli besinin bulunmasından gelir. Ama en önemlisi; annemiz ya da eşimiz tarafından o hastalık halinde en ihtiyaç duyduğumuz sevgi ve ilgiyle hazırlanmış olmasından gelir.
kaynak:sabah.com
Devamını oku »

ŞİFA VEREN BİTKİ ÇAYLARI

21 Ocak 2008 Pazartesi
Kış aylarının vazgeçilmez içeceği şüpesizki çaydır.
Şifa veren bitki çayları

Nane çayı:, mide ve bağırsak gazlarında, bulantı ve kalp çarpıntısında içilir. Sindirim sistemi rahatsızlıklarında, karın ağrısı, ishal, safra kesesi taşı, baş ağrısı, migren, sinüzit, diş ağrısı, halsizlik, bronşit, öksürük gibi rahatsızlıklarda da tedavi edici özelliği olan nane,
Nefes darlığında da şöyle kullanılabilir: Bir tülbentin üzerine bal konulur, üzerine taze veya kuru nane yaprakları serpilir ve yatmadan önce göğüs üzerine bağlanarak, sabaha kadar bırakılır.
Biberiye çayı: Bu güzel kokulu bitkinin kullanılmadığı hastalık yok gibidir. Özellikle kan dolaşımı hastalıklarına, romatizma ve astım hastalıklarına, mide ve bağırsak gazlarına karşı kullanıldığı gibi, ağır yemeklerden sonra içildiğinde de sindirimi kolaylaştırır. Ayrıca bronşit, öksürük, migren, gastrit, baş ağrısı, ağrılı adet, düşük tansiyon, kabızlık, safra kesesi taşı, ishal ve karaciğer rahatsızlıklarına da birebirdir.
Rezene çayı: özellikle gaz ve kramp ağrılarında, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullanılır. Bebeklerin gazlı olduğu zamanlarda sık başvurulan bir ilaçtır. Öksürük ve soğuk algınlıklarında ve çocuklarda boğmaca hastalığı sırasında, rezene çayı oldukça yararlıdır. Hıçkırık, bulantı, idrar yolları iltihabı, böbrek taşları gibi birçok durumda rezene çayına başvurabiliriz.
Hindiba çayı: Hem salatalarda, hem de haşlanarak zeytinyağı ve limon ilavesiyle kullanılabilen hindiba, iyi bir idrar söktürücüdür. Hindiba, karaciğer hastalarının, romatizmalıların ve şeker hastalarının sofralarının baş köşesine oturtması gereken otlardan biridir. Bunlardan başka bağırsakları yumuşatır, müzmin romatizma, gut, böbrek ve safra kesesi hastalıklarında yararlıdır.
köklerinden yapılan kahve, iyi bir iştah açıcıdır. Romatizma hastaları ilkbahar ve sonbaharda 4-6 hafta arası sabah ve akşam hindiba çayı içerek kür yapabilirler ve faydasını da hızla görürler. Hindiba çayı hazırlamak için kişi başına 1-2 tatlı kaşığı doğranmış hindiba kullanılır.
Ihlamur: Soğuk algınlığına ve öksürüğe karşı en etkili ve en yaygın olarak kullanılan doğal ilaçlardan biri olan ıhlamur, uykusuzluk, spazm ve kan dolaşımı bozukluklarında da kullanılır. Özellikle akşam saatlerinde fazla içmemeye dikkat etmek gerekir, çünkü fazla miktarda alındığında uykusuzluğa neden olabilir. Yapraklarında çok miktarda klorofil taşımasından dolayı kansızlık durumunda kullanılmasında fayda vardır. kaynatmadan demleyerek yapılır
Yogi Çayı: Tam da kış mevsimine uygun, yani ısıtıcı. Ayurvedik bir çay yogi çayı ve yoğun baharatların karışımından oluşuyor. Bu çayı hazırlamak için ufak bir tencereye bir parça kabuk tarçın, 4-5 kakule tanesi, 1 ufak kök zencefil, 2 karanfil ve 4-5 adet tane karabiber koyun. Üzerine 2 su bardağı su ilave edip 5 dakika kadar kaynattıktan sonra dilerseniz içine 1 tatlı kaşığı siyah çay ekleyip biraz demlendirip süzün. Dilerseniz sütle karıştırıp için.
Isırgan: Isırgan, birçok rahatsızlığa iyi gelen ve sonbahardan ilkbaharın sonuna kadar bahçelerde bol miktarda yetişen bir ottur. Özellikle metabolizma rahatsızlıklarına, mide, bağırsak, böbrek, romatizma ve gut hastalıklarına iyi gelir. Ayrıca nefrit, sarılık, idrar yolları taşları ve özellikle kansere karşı günde 3-4 fincan ısırganotu çayı çok yararlıdır. Isırgan çayını hazırlamak için kişi başına bir tatlı kaşığı kuru veya bir avuç taze ısırganotu yeterlidir.
Kekik: Kekik çok güçlü bir antiseptik olarak biliniyor. Kekik yağından elde edilen timol birçok ilaçta, hatta ameliyatlarda yara temizlemek için kullanılıyor. Eski zamanlarda salgın hastalıklarda kullanılan kekik günümüzde de grip salgınlarında bol bol kullanılmalı. Ve boğmaca olana, öksürene, bronşite yakalanana, midesi rahatsız olana, ishal olana, adet sancısı çekene kekik çayı içirmeli. Böcek sokmalarında deriye sürülerek kullanılan kekik, cilt hastalıklarında da banyo suyuna atılarak kullanılabiliyor.
Zencefil: Ayurveda ve Çin Tıbbında 5 bin yıldır kullanılan zencefil, ısıtıcı bir ottur. Özellikle metabolizma rahatsızlıklarında temizleyici, düzenleyici ve canlandırıcı bir etkiye sahip. Ayrıca faranjitte, ishal, gaz gibi durumlarda, kan dolaşımını artırmak için, kas hastalıklarında ve romatizmal ağrılarda kullanılıyor. Soğuk algınlıklarında çayını içebilir, öksürük için zencefil-zerdeçal-bal karışımını sabah ve akşam aç karnına şurup niyetine kullanabilirsiniz. Zencefil canlandırıcı olduğu için akciğerleri temizler, gazı önler ve terlemeyi artırarak cildin de temizlenmesini sağlar.
Adaçayı: Antibiyotik ilaç görevi gören adaçayı diş eti rahatsızlıklarında ve boğaz ağrılarında çok yararlıdır. Sinir bozukluğu, baş dönmesi, titremeye iyi gelir ve menopoz döneminde karşılaşılan terlemeyi durdurur. Ayrıca dolaşım sistemi hastalıklarında, tansiyon düşüklüğünde, sindirim sistemi bozukluklarında, psikolojik rahatsızlıklarda, halsizlikte, sinir hastalıklarında da kullanılır. Özellikle boğaz ve ağız içi iltihaplarında günde birkaç defa adaçayıyla hazırlanıp soğutulmuş çayla gargara yapın, iyi geldiğini göreceksiniz.
sinameki :Memleketimizde çok kullanılan müshil ilâcıdır. Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.
Elma: Elma, besin değeri dışında nefes darlığı ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur, lifli olduğu için bağırsakları temizler, karaciğerinden şikayet edenler, romatizmalılar ve hatta şeker hastaları bile elmadan faydalanabilirler. Elma yatıştırıcı, uyku vericidir, başağrılarına iyi gelir. Taze elma suyu cilde sürüldüğünde dokuları sağlamlaştırır ve teni güzelleştirir. İlkbaharda toplanan elma çiçekleri kurutularak sonbahar ve kış aylarında kaynatılır ve göğse ve öksürüğe iyi gelecek bir şurup elde edilir. Kurutulmuş elma parçalarından çay yapabileceğiniz gibi kabuğuyla küçük parçalara böldüğünüz elmaları kaynatarak içine isterseniz limon ve portakal koyarak çay olarak tüketebilirsiniz.
Kuşburnu:Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.
Melissa :Yapraklar yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sâhiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. Baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay hâlinde kullanılır
Papatya: Bir bardak sıcak suya 5 adet papatya ufalanıp koyulur 5-10 dakika demlenip içilir. Günde iki bardak yeterlidir.
Fesleğen: Bir bardak suya bir kahve kaşığı konup 10 dakika demleyip süzülür. Günde 2-3 bardak yeterlidir. Karanfil: Bir çay bardağı sıcak suya bir diş karanfil toz halinde dövülüp konur. Şeker koyup içilir.
kaynak:nettenalıntı
Devamını oku »

GÜL SUYU GÜL YAĞIYLA GELEN SAĞLIK VE GÜZELLİK

Gülün tedavi edici özellik taşıyan bir ilaç olduğunu ortaya çıkardı. Binlerce yıl gül yağı, gül suyu, gül şerbeti, gül reçeli, çeşitli hastalıklarda ilaç olarak kullanılmış ve büyük faydası görülmüş
Gül suyu:
-Ciltteki yaralanmalarda ve cilt hastalıklarının iyileştirilmesinde büyük etkiye sahip.
-Serinletici ve ateş düşürücü özelliği bulunmakta.
-Kırışıklıklara karşı ve yaşlanma etkilerini geciktirici özelliği var.
-Tonik olarak kullanıldığında cildi gerginleştirir ve temizler
Gül yağı:
-Çağımızın hastalığı strese karşı iyi geliyor.
-Osmanlılar'da gül yağı psikolojik tedavilerde kullanılmış.
-Gül yağı ile baş ovulduğunda baş ağrılarına iyi geldiği gözlenmiş.
- Boğaz ve bademcik iltihaplarının giderilmesine yardımcı olur.
- Ellerinizin ve cildinizin güzelleşmesi için gül yağını badem yağıyla karıştırıp, kullanabilirsiniz".
-Antiseptik (mikrop öldürücü )olarak kullanılan gül yağı makyajı temizler, ciltteki doğum lekelerini alır. Alerjik ciltlere iyi gelir. Cilde canlılık kazandırır
Gül reçeli, şurubu ve şerbeti ise mide için bire bir. Hazımsızlıkta, karaciğer hastalıklarında gül reçelinin tedavi etkisi büyük.
kaynak :netten alıntı
Devamını oku »

ELMA SİRKESİNİN FAYDALARI

17 Ocak 2008 Perşembe
Elma Sirkesi'nin mucizevi özellikleri arasında zayıflatma etkisi de bulunuyor .

Elma Sirkesi
* Cilt rahatsızlıkları, yaralanma, güneş yanığı,
* Baş ağrısı, mide rahatsızlığı,Kadın hastalıkları,
*Soğuk algınlığı ve ateşli hastalıkların tedavisinde
*Yıllardır yararları pek çok kişi tarafından bilenen Elma Sirkesi'nin son mucizesi ise zayıflatma özelliğinin bulunması.
* Elma Sirkesi düzenli kullanıldığında sindirime yardımcı olarak, kilo vermeyi kolaylaştırıyor. Sabahları kahvaltıda, içine 1-2 kaşık elma sirkesi ve 1 kaşık bal karıştırılmış bir bardak su, uygun bir rejimle birlikte kullanıldığında düzenli kilo kaybetmenizi sağlıyor.
SİRKENİN YARARLARI
* Antiseptik: Meyve ve sebzelerin elma sirkesi katılmış su ile yıkanması onların mikroplardan arınmasını sağlar. Ayrıca Bakteri ve mikropların barınmaması için mutfak ve banyolarınızda elma sirkeli su kullanmanız önerilir.
* Boğaz ağrısı: Anjin ve streptokok dahil olmak üzere tüm boğaz ağrılarında, 1 bardak suya katılan 1 kahve kaşığı elma sirkesi ile her saat başı yapılacak gargara rahatlatıcı bir çözüm olacaktır.
*Migren: Bir tasın içerisine eşit miktarda su ve elma sirkesi koyup kaynatın. Daha sonra altını kısarak yüzünüzü buhara tuttun. Bu şekilde 3 dakika kadar soluk almanız migren ağrılarının yok olmasını sağlayacaktır."
*Ayaklar: Ayaklarınız için bir leğene ayak bileklerinize kadar ılık su doldurun ve içine yarım şişe elma sirkesi ilave edin. Sabah ve akşam, en az 5 dakika, ayaklarınızı bu su içinde dinlendirin."
* Yorgunluk ve uykusuzluk: 1 litre suya 3 yemek kaşığı elma sirkesi ve bir fincan bal ilave edin. Her gece yatmadan önce 2 yemek kaşığı içeceğiniz bu karışımla uykusuzluğunuzun ve yorgunluğunuzun kaybolduğunu göreceksiniz."
*Kaşıntılar: Böcek ısırmalarına ve kurdeşene bağlı kaşıntılarda, arı sokmalarında ve cilt çatlaklarında sürülecek elma sirkesi rahatsızlığı ve acıyı giderecektir."
*Mide bulantısı: Mide bulantısının ve kusmanın önüne geçmenin yolu; ılık elma sirkesine bir bezi batırıp sonra sıkmak ve bu bezi midemizin üstüne yerleştirmektir. Bez soğudukça ılık bir bez ile işlem yeniden yapılmalı.
*Sivilceler: Sağlıklı bir cilt için banyo suyunuza biraz elma sirkesi ilave edin. Cildinizin yumuşadığını ve parladığını fark edeceksiniz. Sivilceler için, su ile seyreltilmiş elma sirkesiyle yüzünüzü silin ve durulayın. Elma sirkesi akneye neden olan mikropları öldürür.
*Kepeksiz saçlar: Saçınızı yıkadıktan sonra, durulama suyuna elma sirkesi ekleyin. Saçınız kepekten arınacak ve parlaklaşacak
* Varisler: Varislerin yol açtığı ağrıdan şikayetçiyseniz, sirkeli bir bezi, bacaklarınıza sarın ve 30 dakika bekletin. Otuz dakikalık süreyi bacaklarınızı yukarı kaldırarak geçirin. Bu işlemi sabah ve akşam tekrarlayın.
* Nasırlar: En bilinen yollardan biri bayat ekmeği elma sirkesine batırıp nasırlı bölgenin üzerine koymak ve gece boyunca orada muhafaza etmektir. Sabah kalktığınızda nasırın veya sertliğin kaybolmuş olduğunu göreceksiniz. Bir başka yol ise ılık suyun içine yarım bardak sirke koyup, yarım saat süre ile nasırlı bölgeyi bu suda bekletmek ve daha sonra bir havlu ile kurulayıp ponza taşı ile bölgeyi ovuştu
rmaktır.
KAYNAK:HÜRRİYET.COM
Devamını oku »

CİLT TİPİNE GÖRE BAKIM

16 Ocak 2008 Çarşamba
Cilt Bakımının SırlarıSoğuk kış günlerinde yıpranan cildinizi doğru bakım yöntemleri ile koruyabilirsiniz. Birkaç basit uygulama ile siz de güzel ve canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
Cilt tipine uygun bakım

KURU CİLT:
• İnce gözenekli
• Yanak kısımları pul pul ve kırmızı renkli
• Hassas
• Özellikle ağız ve göz çevresinde kırışıklıklar

Neler Yapabilirsiniz?
• Geceleri yüzün için yumuşak, sabun içermeyen likit temizleyiciler ya da süper yağlı temizleme sabunları kullanabilirsiniz. Sabahları yüzüne sadece sıcak su çarpmalısınız.
• Gliserin ile formüle edilmiş nemlendiricileri seçebilirsiniz, bunlar nem kaybını geciktirir, daha fazla kurumayı önler.
• Yüzünü ve vücudunu hala nemli iken nemlendirici kullanmalısınız.
• Yağ bazlı fondöten ve krem allık kullanmalısın. İçerdikleri yağ, çizgi ve kırışıklıkları yumuşatmaya yardımcı olacaktır.
• Her gün SPF 15 faktörlü bir koruyucuyu yüzüne ve boynuna uygulayabilirsinız.
Neler Yapmamalısınız?
• Yüzünü asla sert bir sabunla yıkamamalısınız.
• Pütürlü temizleme ürünlerinden ve peelinglerden uzak durmalısınız.

YAĞLI CİLT:
• Büyük gözenekler
• Parlama (özellikle T-bölgesi)
• Saf olmayan bir cilt eğilimi
Neler Yapmalısınız?
• Yüzünü günde iki kez yağlı ciltler için formüle edilmiş yumuşak bir likit temizleyici ile temizlemelisiniz.
• Eğer ihtiyaç duyuyorsan yağ içermeyen bir nemlendirici kullanabilirsiniz.
• Yağı, pırıltıyı ve sivilceleri önlemek için yağsız ya da yağı kurutan fondöten, pudra ve toz allık kullanabilirsiniz.
• 15 SPF koruma faktörlü bir koruyucuyu ara sıra uygulayabilirsiniz.
Neler Yapmamalısınız?
• Yüzünü fazla ovalayıp fırçalamamalısınız. Çünkü yağ cildin koruyucu bariyeridir.
• Cildini günde iki kereden fazla temizlememelisiniz.
• İhtiyacın yoksa nemlendirici kullanmamalısınız.
• Yağı yok etmek için yüzünü pudralamamalısınız. Bu cildinin tebeşir gibi görünmesine yol açar.
KARMA CİLT:
• Yanak bölgesi kuru
• T-bölgesi yağlı

Neler Yapmalısınız?
• Karma ciltler için formüle edilmiş temizleyiciler seçebilirsiniz.
• Nemlendiriciyi sadece ihtiyaç duyulan bölgelere uygulamalısınız, T bölgesine kullanmak sivilcelere neden olabilir.
• Yağsız formüle edilmiş SPF 15 koruma faktörlü bir ürün seçebilirsiniz.
• Su bazlı ya da yağsız fondöten kullanmalısınız.

Neler Yapmamalısınız?
• Yüzünün değişik yerleri için farklı temizleyiciler kullanmamalısınız. Zaman ve para kaybıdır bu.
• Bakım ve temizleyizi ürünler seçerken mutlaka bir uzmana başvurmalısınız
kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

ŞİFA VEREN YAĞLAR

15 Ocak 2008 Salı
Bir damla yağda bin türlü şifa var
Bitkilerden elde edilen uçucu yağların birçok özelliği var. Bu özellikleri öğrenmek ister misiniz?Uçucu yağlar güçlü antimikrobik özellikleri taşıdıkları için, mikropları öldürdükten sonra ortamdan uzaklaşıyor ve arkalarında da artık bırakmıyorlar. Özellikle kekikyağı, çöpkaranfil, tarçın, yenibahar, sitronella, limonotu, limon oğulotu, limon kokulu ökapiltus ve kefe kimyonu yağları güçlü mikrop öldürücü yağlar olarak biliniyor.

Hangi yağ, nerede kullanılıyor?

*Melekotu yağı: Hazımsızlık, öksürük, ateş
*Anason yağı: Hazımsızlık, öksürük, bronşit
*Fesleğen yağı: Gut, ağrı, bronşit, halsizlik, soğuk algınlığı, migren, depresyon, sivrisinek kovucu
*Bergamot yağı: Ateş, akne, tansiyon, yara
*Sitronella yağı: Böcek öldürücü, deodoran, tonik, stimulan
*Okaliptus yağı: Boğaz ağrısı, bronşit, sinüzik, cilt enfeksiyonları
*Rezene yağı: Hazım sorunları, menopoz, oburluk, bulantı, kabızlık, idrar zorluğu
*Çayağacı yağı: Virüs, bakteri ve mantar enfeksiyonları, yara, yanık, soğuk algınlığı, nezle, sivilcelerBahçe
* nanesi yağı: Safra kesesi ve böbrek sorunları, romatizma, solunum sistemi hastalıkları, dolaşım bozuklukları
*Çam yağı: Safra kesesi ve böbrek sorunları, romatizma, solunum sistemi hastalıkları, dolaşım bozuklukları
*Kekik yağı: Yara iyileştirici, ağrı kesici, cilde kan çekici ve antiseptik özelliklidir. Romatizmada dıştan ovarak kullanılır.
*Lavanta yağı: Yanıklar, kesikler, böcek sokmaları, yaralar, egzama, dermatik, baş dönmesi, baş ağrısı, enfeksiyonlar, sivilce, astım, damar sertliğine ayrıca Koklama yoluyla ferahlatıcı mutluluk verici duygusu, uyku düzenleyici, stresi azaltıcı, spazm ve kasılmaları çözücü, Alzheimer hastalığında bunamaya karşı, öğrenmeyi hızlandırıcı ve matematik hesaplamalarda performans artırıcı etkileri belirlenmiştir. Lavanta yağı ayrıca yanıkları da iyileştirir.
*Karanfil yağı: Kekik yağı ile bir pamuğa damlatılarak ağrıyan dişin üzrine
bastırılır.
*Dere otu ve rezene tohum yağları: Bebeklerin gaz sancılarına karşı hazırlanan aromatik suların terkibine girerler.
*Zencefil ve papatya yağı: Spazm çözücü özelliğe sahipler.
*Limon yağı: Nasırlara doğrudan uygulanabilir.
Saç bakımında...
Şampuana ya da son durulama suyuna birkaç damla uçucu yağ damlatılarak kullanılabilir. Saç bakımında biberiye, yeni bahar, papatya yağları kullanılır

kepek için bergamot, çay ağacı ve defne yağı kullanılabilir.

Masaj yaparken...25 ml bitkisel sabit yağa (susam, bademyağı vs.) 18 damla uçucu yağ karıştırılır. Yağ olarak jojoba yağı, susam yağı, badem yağı ya da herhangi bir bitkisel sıvı yağ kullanılabilir. Karanane yağı, mide üzerine ovularak hazımsızlık giderilir. Mercanköşk yağı ense ve omuz tutulmalarında aynı şekilde ovarak kullanılır.
kaynak:netten alıntı
Devamını oku »

ZAYIFLATAN YİYECEKLER

iyi zayıflatan 10 yiyeceK belirledi. En çok zayıflatan yiyecekler ve vücutta yaptıkları etkiler şöyle...
Esmer pirinç: B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.
Greyfurt: Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor.
Kırmızı üzüm: Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor.
Salatalık: Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu.
Nar: Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan.
Adzuki fasulyesi: (Küçük kırmızı fasulye) Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla suyu tutuyor.
Brokoli: Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.
Elma: Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.
Kiraz: Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.
Yulaf: Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor
kaynak.dostform
Devamını oku »

MASKELERLE CİLT GÜZELLİĞİ

13 Ocak 2008 Pazar
Bahar ışıltısı saçan pırıl pırıl bir cilde sahip olmak istiyorsanız, Canlandırıcı maskeler e başvurabilirsiniz. Bu maskeler yüzünüzün su, nem, krem gibi ihtiyaçlarını karşılayıp, cildinizin ışıldamasını sağlayacaktır.
İşte evdeki malzemeleri kullanıp, hazırlayabileceğiniz maskeler:

Canlandırıcı maske: 1 havucu sıkın. Muzu ezip havuç suyuna katın. Karışımı yüzünüze sürün ve 15-20 dakika bekletin. Sonra yıkayın. Ya da bir yumurtanın akını iyice çırpın, içine 1 tatlı kaşığı bal katıp iyice karıştırın. Yüzünüze sürün ve 15 dakika bekletin, sonra yıkayın.

Nem maskesi: 1 yumurtanın sarısı, 1 çorba kaşığı yağsız süt tozu ve 1.5 tatlı kaşığı balı karıştırın. Karışım krem kıvamına gelince, boyun ve yüze sürün. 15-20 dakika sonra, önce ılık, ardından da soğuk suyla yıkayın. Cildiniz kuruysa bu maskeyle onu nemlendirebilirsiniz.
Denge maskesi: 1 elmayı rendeleyin, az miktarda süt ile pişirin. Ilık olarak göz çevresi hariç yüze ve boyuna sünün. Kuruyunca ılık su ile yıkayın. Gül suyu ile sürün. Cildiniz normalse bu bakım sizin için idealdir.

Yağlı ciltler için: 1 çorba kaşığı kil, 1 olgun domates ile karıştırılarak krem kıvamına getirilir. Yüze sürülür. 20 dakika bekletip sonra ılık suyla yıkanır. Ya da, 1 çorba kaşığı süzme yoğurt, 1 çorma kaşığı kil ile karıştırılır. Karışım yüze sürülür. 20 dakika sonra yıkanır.
Kırışıklara: 1 yumurtanın akı, 1 küçük boy salatalık, 1 tatlı kaşığı taze krema, bulamaç haline getirilir. Karışım, çizgilerin üzerine sürülür, 20 dakika sonra ılık maden suyuyla temizlenir
Devamını oku »

HALUK SAÇAKLI DİYETİ

12 Ocak 2008 Cumartesi
Haluk Saçaklı Diyeti
Ünlüleri zayıflatmasıyla tanınan Haluk Saçaklı, hazırladığı diyet programları ve beslenme düzenleme teknikleriyle son günlerde adından en sık bahsedilen obezite uzmanı ve diyet programının yanı sıra beslenme davranışlarının da büyük önem taşıdığını vurguluyor.


Uyanınca
*1 bardak oda sıcaklığında su
Kahvaltı
*1 porsiyon mevsim meyvesi
*Şekersiz limonlu açık çay
*1ince dilim kepek ekmeği
*1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir
*4 adet yeşil ya da siyah zeytin
*1 porsiyon domates - salatalık - yeşil biber
Kuşluk
*1 porsiyon mevsim meyvesi
*2 adet grisini lŞekersiz bitkisel çay
Öğle
*2 adet köfte büyüklüğünde tavuk veya peynir ilaveli 1 porsiyon yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edin)
*2 ince dilim kepek ekmeği
* 1 su bardağı diyet yoğurt
İkindi
*1 porsiyon mevsim meyvesi
*1/4 sokak simidi
*1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir
*Şekersiz limonlu açık çay
Akşam
*1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış
*1 porsiyon 4 yemek kaşığı mevsim sebzesi veya sınırsız mevsim salatas
*1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1.5 su bardağı kepekli makarna ya da pilav veya 12 yemek kaşığı kuru baklagil
*1 su bardağı diyet yoğurt
Gece
*1 porsiyon mevsim meyvesi
Yatarken

*1 bardak oda sıcaklığında su
Devamını oku »

BALIĞIN FAYDALARI


Balığın faydaları saymakla bitmiyor
Kış aylarının vazgeçilmez besinlerinden olan balık etinin, insan sağlığı açısından birçok faydası var
Balığın kılçığında bulunan yüksek orandaki kalsiyum ve fosfor
*Kemiklerin sağlığı ve dayanıklılığı bakımından önemli. Bu özelliği nedeniyle kemik erimesi sorununu yaşayan ve menopoz dönemindeki kadınların balık etini fazla tüketmesi gerekiyor.
*Balığın kılçığında bulunan yüksek orandaki kalsiyum ve fosfor kemiklerin sağlığı ve dayanıklılığı bakımından önemli.
*Balık eti, kırmızı ete oranla daha az yağlıdır ve bazı özel yağ asitleri içerir. EPA ve DHA adı verilen bu özel asitler, et, süt, peynir gibi diğer hayvansal besinlerde yoktur. Bu yağ asitleri kan pıhtı oluşumunu engelleyerek, atardamarın tıkanmasını önler, böylece
*Kalp krizi ve felç riskini azaltır, tansiyonu düşürür. Bu nedenle şeker hastalarının, kalp hastalığı ve felç riskinden daha çok etkilendikleri için diğer insanlara göre daha fazla balık yemelidirler.” *Balıkların diğer hayvanlara göre genel olarak daha az yağlı olduklarını, bu nedenle kilonun sağlıklı düzeyde tutulabilmesine yardımcı olur balık etinin bu özelliğinden dolayı zayıflama diyetlerinin vazgeçilmez besinidir.
* Kılçığı bile faydalı Balığın protein içeriğinin ete eşdeğer olduğunu, fasulyede bulunan proteinlere göre de aminoasitlerin fazla olması nedeniyle daha çok sindirilir ve vücutta daha çok kullanılabilir
* Sardalya ve somon gibi konser ve balıklar ve yumuşak kılçıklarıyla beraber yenilebilecek küçük balıklar, bu nedenle süt ürünleri yanında beslenmemizde daha fazla kalsiyum almanın en iyi yoludur.”
*Türkiye’nin bazı bölgelerinde iyot eksikliği nedeniyle guatr ve zeka geriliği gibi ciddi sağlık sorunlarının yoğun olarak görüldüğünü hatırlatan İnanç, balığın iyot bakımından da zengin bir besin olduğunu vurguladı.
* Vücudun kış aylarında daha fazla ihtiyaç duyduğu A, B1, B2 ve D vitaminlerinin balık tüketimi ile karşılanabileceğini bildiren İnanç, kızartma işlemi sırasında yağlarda oluşan bazı maddelerin kanser yapıcı özellikte olabildiğini, bu nedenle balığın ızgara veya buğulama şeklinde haftada en az iki kez tüketilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
KAYNAK:ekolay.net
Devamını oku »

KALORİ MİKTARINIZI HESAPLAYIN ZAYIF KALIN

11 Ocak 2008 Cuma
KALORİ CETVELİ

İşte ihtiyacınız olan günlük kalori miktarını hesapladıktan sonra kişisel diyet mönünüzü oluşturmanız için bazı yiyeceklerin kalori miktarları...

Besin türü Miktar Kalori

*1 dilim ekmek 70
*Beyaz peynir 100 gr99
*Süt (yağsız) 100 gr35
*Yumurta (tam) 158
*Grissini 100 gr 433
*Cornflakes 100 gr 386
*Makarna 100 gr 369
*Pirinç 100 gr 363
*Bezelye 100 gr84
*Domates 100 gr 22
*Salatalık 100 gr 15
*Patlıcan 100 gr 25
*Patates 100 gr 52
*Mantar 100 gr 28
*Dana eti 100 gr 150-223
*Koyun eti 100 gr 247-310
*Tavuk 100 gr 114
*Sosis 100 gr 322
*Sucuk 100 gr 452
*Levrek 100 gr 93
*Kayısı 100 gr 51
*Şeftali 100 gr 38
*Karpuz 100 gr 26
*Kavun 100 gr 33
*Kiraz 100 gr 51
Devamını oku »

KURUYEMİŞLER VE FAYDALARI

9 Ocak 2008 Çarşamba

Kuruyemişlerin pek çok yararı var. Örneğin beyaz leblebi zayıflamaya yardımcı oluyor. İşte kuruyemişler ve faydaları...

*Badem:Beden ve zihin yorgunluğunu giderir. Böbrek ,mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.
*Fındık:Vücuda kuvvet verir. Kalp rahatsızlıklarının en önemli nedeni olan yüksek kolestrolün düşürülmesinde en önemli ilaçtır. (%25.2 oranında)İnsan vücuduna yaralı kalsiyum, demir, karbonhidrat, yağ ve çinko ile metabolizmayı düzenler, kemiklerin gelişmesini sağlar.E vitamini açısından zengindir. Kansızlığa karşı koruyucu etki yapar.Kanser yapıcı etmenlerin oluşmasını önler yada oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek vücudu korur.
*Antep fıstığı: Antep fıstığında kolesterol yoktur. Kandaki kolesterol seviyesini düşürür. Kroner kalp hastalığı riskini azaltır. Antep fıstığı, protein yönünden 2 kat,fosfor yönünden 4 kat etten daha üstündür.İnce bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler.Yer fıstığıVücudun gelişmesini sağlar. Beden ve zihin gücünü arttırır.Göğsü yumuşatır. Öksürük söktürür.
*Kabuklu yer fıstığı :İçeriğinde sabit yağ ve proteinli maddeler vardır. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir.
*Beyaz leblebi :Mide suyunu çekmede ve zayıflamak isteyenler için açlıklarını bastırmada önemli bir işleme sahiptir.
*Sarı leblebi: Hammaddesi nohuttur.Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.
*Ayçekirdeği: Ayçekirdeğinin içeriğindeki yağ damar sertliğini giderir. Kalp, sinir hastalıklarını önler. Bol E vitamini ve protein içerir. Cinsel gücü arttırır. İktidarsızlığı önler.
*Kabak çekirdeği :Mükemmel bir kurt ilacıdır. Günde çocuklarda 10-15 adet,büyüklerde 20-30 adet kabak çekirdeği yenmelidir.Tenya solucanlarını gidermek için de kabak çekirdeği iyi bir ilaçtır.MısırYüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içerir.
*Mısırın: içeriğindeki yüksek karbonhidrat enerji seviyesini yükseltir. İçinde protein, kalsiyum,demir,fosfor, A vitamini bulunur.
kaynak:netten alıntıdır
Devamını oku »

SİVİLCELERİ YOK ETMEK İÇİN SALYANGOZ KREMİ

8 Ocak 2008 Salı

Ürün Özellikleri ve Açıklaması
Salyangoz, kendi kendini yenileme özelliği taşıyan Allantoin salgılar. Allantoin ise protein, vitamin ve kalsiyum zenginidir. Öyle ki, kendi kendini yenileyebilen tek hayvan salyangozdur.
İşte bu, mucize krem Velfo_rm® New Today salyangoz özü sayesinde sivilcelerle mücadele eden, oluşabilecek kırışıklıkları önleyen, var olan kırışıklık/çatlak/sivilce izlerini büyük ölçüde kaybeden, cildi gençleştirip, yenileyen krem özelliğini taşımaktadır.
Velfo_rm® New Today tüm cilt tipleri için uygun olup, erkeklerde, kadınlarda, çocuklarda hatta bebeklerde bile güvenle kullanabilirsiniz. Alerjik olmayan yapısı ile hiç bir yan etkisi de yoktur.
Velfo_rm® New Today canlı, pürüzsüz ve yumuşak bir cilde kavuşmak isteyenler için mükkemmel bir kremdir.
KULLANIMI
Kullanmadan önce cildinizi temizleyiniz. Günde iki
– üç kez, bilhassa geceleri, ince bir tabaka halinde cildinize uygulayınız. Tamamen emilene kadar cilde masaj yapınız. Makyaj yapmadan önce 2 veya 3 dakika kurumasını bekleyiniz
- Yüz’de: Akne (sivilce)/ kırışıklık ve siyah noktaların önlenmesinde etkili bir üründür.
- Çatlak İzleri’inde: Vücudun herhangi bir yerindeki çatlak izlerine, günde iki kez olmak üzere, hergün ufak bir miktar krem tatbik ediniz, etkili sonuçlar vermektedir.
- Yara ve Yanık İzleri’nde: Eski ya da yeni yara veya izler üzerine uygulanabilir. Uygulamadan önce, yaranın tamamiyle iyileşmiş olması gerekmektedir. (ameliyat yaraları için, dikişler alındıktan ancak 2 ya da 3 hafta sonra kullanıma başlanılması gerekmektedir.) Taze yaraların üzerine doğrudan uygulama yapmayınız.
- Güneşlendikten sonra kullanmak için olup: İçeriğindeki maddeler sayesinde, güneşten kaynaklanan koyu lekelerin oluşmasını önler. Aynı zamanda, deride oluşan yanık, tahriş ve kızarıkların azaltılmasına yardımcı olmaktadır.
Salyangoz Protein Özlü Krem Içeriğinde:
Allantoin
- Cildin yenilenmesine yardımcı olur.
Elastin
- Cildin esneklik kazandırmaya yardımcı olur.
Vitaminler
- Cildin canlanmasına ve yenilenmesine yardımcı olur.
Kolajen
- Cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.
Glikolik Asit
- Ölü cildin atılmasına yardımcı olur.
Özellikleri:
-30 gr’dır
-Renksizdir.
-Yağsizdir.
-Tüm cilt tipleri için uygundur.
-Hızlı emilir.
-Kıyafetlerinizde ya da cildinizde leke bırak
kaynak.netten alıntı
Devamını oku »

DÜNYADAN GÜZELLİK FORMÜLLERİ

6 Ocak 2008 Pazar

Her kadın güzeldir ve her kadının kendine özgü bir cildi vardır. Bu güzelliği korumanın yöntemleri dünyanın her yerinde aynı değildir. İşte dünyanın farklı yerlerindeki farklı formüller.
İtalya:Ninelerinin ve annelerinin eskiden sıkça uyguladığı ve kullandığı hintyağı cilt bakımı, şu aralarda İtalya'da yine popüler. Hintyağı özellikle saçları güçlendirmede ve cildi beslemede çok etkilidir.
Çin:Bir-çay kaşığı biberiye yağı, bir fincan yeşil çayla karıştırılır. Bir süre beklenir ve en son saçlar durulanır. Saçlara doğal bir parlaklık verir. Güzellik kremlerinin bazılarının bileşiminde de bulunan ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir. Ayrıca şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Çin beyaz çayı ise gençleştirici gizemi taşır! Gıda, sağlık ve kozmetikte yeni yeni popüler olmaya başlamıştır. Yaşlanma, kırışıklık ve sarkmalara karşı kullanılmaktadır. Cildi kuvvetlendirici, yeni cilt hücre yetişmeyi destekleyicidir. Çevre ve günlük cilt yıpranmalara karşı cildi koruyucudur. Pürüzsüz ve yumuşak bir deri oluşumunda etkin rol oynar. YunanistanYunan gençleri, vücutlarını bebe yağı ile ovarak ölü deriyi kumsala bırakırlar. Ve denizde durulanırlar.
Polonya:Balı, bir güzellik ürünü olarak cildi yumuşatmak ve parlatmak için kullanırlar. Bal cildin yorgun ve yıpranmış görüntüsünü alır ve geriye ışıl ışıl bir cilt bırakır.
Brezilya:Brezilyalı kadınların güzellik sırlarıysa Brezilya'nın mükemmel plajlarında saklıdır. Çünkü dünyada en güzel kadınların güneşlendiği yer olarak nam salmış bu plajlarda, kadınlar avuç dolu kumlarla vücutlarını ovarlar ve bol bol güneşlenirler. Kumlar, selüliti gidermekte ya da sülülite karşı cilteki kan dolaşmını hızlandırmakta. Pürüzsüz bir cilte sahip olmak açısından faydası olan bu "kumla ovma"dan esinlenmiş olmalı ki, son zamanlarda, İngiltere'de bazı ticari firmalar tarafından kumların bu özelliğinden faydalanılarak kozmetik ürünleri piyasaya sürülmüş.
Hindistan:Hindistan'da, her gece yoğurt ve bademden yapılan maskın yapılması zorunludur. On adet badem ezilir ve sonra yoğurtla karıştırılarak cilde sürülür. 25 dakika bekledikten sonra cilt temizlenir.
Avustralya :Avustralya kızları, yalınayak yürümek ve ayak parmağını açan sandallet giymeyi severler. Ayaklarının pürüzsüz olması için avakado ile ovarlar. Avakodo kuru ciltlere yumuşaklık kazandırır.
İspanya :İspanya'da gençler zaman zaman göz kapaklarını dinlendirmek için patatesten yararlanırlar. Çok ince dilimler halinde kestikleri patatesi, 10 dakika boyunca gözlerde tutarlar.
Jamaika .Karayip Adalarında, soyulmuş muz kabuklarını cilt bakımlarına uygularlar. Güneş yanıklarına karşıda iyi gelen muz kabuklarında, bazı proteinler sayesinde cilde yumuşaklık ve dirilik kazandırmaktadır.
Rusya:Soğuk bir iklime sahip Rusya'da, gençler ciltlerini soğuktan korumak için kaliteli paltolar ve kotlar giymekteler. Ve özelikle sarımsak yağıyla ciltlerini sıklıkla ovarlar. Sarımsak antibiyotik, antiseptik özellikleri ile akneye karşı savaşırken antioksidan özelliği ile de cildi korur ve onarır. Ayrıca sarımsak suyu uçuğa iyi gelmektedir.
Japonya:Japonya'da cilt bakımında kamelya yağı sıklıkla kullanılır. Beyaz kamelya ve fındık yağı cildi nemlendirmek, bes¬lemek, yumuşaklık vermek için kullanırlar. Doğum sonrası oluşan cilt kırışıklıklarını gidermekte ve saçları gürleştirmekte kullanırlar.
Türkiye:Türkiye'de, yeni yeni popüler olan kefir artık doğal güzellikte de kullanılmakta. Bir bakteri kültürü olan kefir, özelikle içerdiği etkin maddeleriyle cilde de faydalı olmaktadır. İskandinavyaİskandinav kadınları, güzel ciltlerini korumak için saf memba sularından isitifade ederler. Her gün en azından 1.5 litre buz gibi memba madensuyuyla, yüzlerine 15-20 kere yıkarlar. Bu ciltlerine canlılık verir. Pahalı losyonlara ihtiyaç duymadan, buz gibi bu memba sularıyla da ciltlerini diri tutabilmekteler.
kaynak:dostumform
Devamını oku »

Bunları Okudunuz mu ?;